Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
hatta bana bunlar rüya gibi geliyor, bir yokuştan iniyorum da yokuş bitmiyor,
Sayfa 131 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
Reklam
Dünyadan kesilmiş bir dilim et gibiydim de etin kalan kısmı ile hiçbir duyu alışverişim yoktu. Ondan kesilmiş bir parça olduğumu da duymuyordum. Öyle baygın, kendi kendime yana yatmış, sanki belli belirsiz bir kan sızdırarak duruyordum.
Sayfa 127 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
Düşüncelilik neden mahzunluğun da hemen elinden tutar, düşünce neden hep keder örtüsünün üzerine oturur ya da büsbütün üstüne çeker?
Eksiklik duymayan tamlığı nerden bulacaktı?
Hayata yerleştiğimi hiç hissetmedim.
Sayfa 127 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
Reklam
Bazen gözlerimde ani bir kararma ve şiddetli bir ağlama isteği ile acaba burada ne arıyordum?
Sayfa 125 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
Hani hiç yaşamamış gibi olmadım ama yaşadığım bu muydu?
Sayfa 123 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
ben kendimi neye uzatacağımı bilmeden ve ne­yin parçası, neyin kaybı olduğu belirsiz bir vida gibi saplana­cak yer bulamadan boşa dönüp duruyordum.
Sayfa 122 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
Tercih edilmemek ve sorulmamak beni sanki suskunlaştırmış ve bana gerçekten bir kavanoz hali vermişti. Bunu teyit ede­bileceğim kimse de yoktu. Ben hakkında konuşulmayan ve bahsi geçmeyen bir şeydim. Bu hali içime sindirdim ama ken­dimi de yok gibi duymaya, dünyadan silinmiş gibi duymaya başladım. İçimin alabileceği başka bir şey yoktu, benim koya­bileceğim başka bir şey yoktu.
Sayfa 121 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2013
Reklam
Onun o hayata bakarken ki sıkılması ve bana seslenişindeki ses tonu hâlâ yakamda bir süstür.
...her şeyim var diyorsun, dünya sana verecek ne dert ne zevk bulabiliyor, dünyayı perişan ediyorsun. Gerçi iyi de ediyorsun, ama böyle yapmakla dünyanın kendisi oluyorsun.
... dertlenmeyenin dertlendireceğini biliyordum.
Yarın ya da öbür gün ya da gelecek ay ölecek olsam benim ne derdim olabilirdi ki; dert yaşamaktır...
“Hayatın aynılığı bir tür güvence gibiydi. Her değişiklikten, başkalıktan ve başkalardan besmele görmüş şeytan gibi ürkmek ve hep o alışıldığı, bildiği aramak, bulamamaktan korkmak hayatlarımızın temeli idi. Olur da daha farklı bir hayattan ve sofradan, alışverişten, hele aşktan söz eden olursa bizi bir korku sarar, pilavın lezzeti azalır, patlıcan iyice yağ çekerdi.”
Sayfa 176 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.