Türkler İslâm dinini kabul etmeden önce de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de diğerlerinin Türklerle birleşip bir millet oluşturmalarına etki yapmadı. Bilâkis, Türk milletinin millî bağlarını gevşetti; millî duygularını, millî heyecanını uyuşturdu. Bu pek doğal idi. Çünkü Hz.Muhammed’in kurduğu dinin amacı bütün milliyetlerin üstünde kapsamlı bir ümmet siyaseti idi.
Nasreddin hoca'nın çok zarif bir fıkrası vardır: Arkadaşları hocanın sokakta gözleri yerde bir şeyler bakındığını fark ederler. Ona ne aradıklarını sorduklarında aldıkları cevap bodrumda kaybettiği yüzüğü aradığı şeklinde olur. Arkadaşları haklı olarak şaşkınlıkla bodrumda kaybettiği yüzüğü niçin orda değil de sokakta aradığını sorunca hocanın verdiği cevap çok anlamlıdır: "Çünkü bodrum karanlık, sokak ise aydınlık."
Reklam
Senden sonra Aynalar benden kaçtı Umutlar elimi bıraktı Uykular bana küstü… Şimdi sırtımda gecenin yağmurları Başımda Kasım rüzgârları Ve dilimde hep o şarkı
Juliet'im ne yapıyor? Bir daha soruyorum, O iyiyse hiçbir şey kötü olamaz çünkü.
Sayfa 117Kitabı okudu
- Musikimizi sever misiniz? - Severim. - Batı musikisini? - Onu da severim. Birini duyduğum, diğerini anladığım için beğenirim. - Ben musikimizi sevmem. Çünkü duyurduğu mana daima birdir: Ümitsizlik. Doğu'nun bütün makamlarında, fasıllarında bir ikinci mana aramak boşunadır. Perde perde kara bir ümitsizlik. Nağme nağme, akan bir yaş. Fakat ben daima ne ümitsiz olurum, ne de âşık... Aşkın bile ümidi var, kavuşması, ayrılığı var. Çiçeklerin, fırtınaların, kelebeklerin, arslanların, zelzelelerin, şafakların, hiddetlerin, yalvarmaların da musiki olabilir. Bütün bunların fırça ile resmedilmesi, kalem ile vasıflandırılması olduğu gibi musiki ile de söylenişi olmalıdır. Doğu musikisi bunlardan bahsedemiyor. Buna ne bir saadet kokusu koklatıyor; ne de hiddet ateşi gösteriyor. Ben musikimizle ne göğsümü gererim, ne kollarımı sallayabilirim, ne de zihnim açılır; yalnız boynumu bükerim, dimağım örümceklenir. Musikimizin verdiği ümitsizlik o derece katidir ki, bazen bizi ya intihara veya cinayete sevk eder. Köylerde kadın yüzünden çıkan kavgaların sebeplerini görgüsüzlükte, alkolde aradığımız kadar musikimizin tesirinde de aramalıyız.
Sayfa 29 - Yarayı KanatanKitabı okuyor
Yalnız beni düşünerek üzülenlerin yanı sıra, ona da üzülenler az değildi. Birkaç kişi, çok güzel şeyler söylemesini bildi. Ama bir kişi, tek bir kişi, birbirimize nasıl bağlı olduğumuzu, bu bağın kopyasının benim için -kalan bendim çünkü- ne demek olabileceğini ağlıyordu, anlamıştı. Herkesten az söyledi, ama öz söyledi.
Sayfa 106 - Metis Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.