Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Valkyrie Cain

Artık sevmediğimiz kişilerin duygularında her zaman bize gülünç gelen bir şey vardır
Sayfa 114
Reklam
Hepimiz başkalarına iyilik kondurmamayı severiz, çünkü hepimizde kendi kellemizden korkarız. İyimserliğin temeli katıksız korkudur. Bize yarari dokunabilecek erdemleri komşumuzda görebildiğimiz için kendimizi yüce gönüllü sanırız.
Sayfa 97
Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyorlarsa da hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.
Sayfa 64

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanın gençliğini kazanabilmesi için çılgınlıklarını yinelemesi yeterlidir. … şimdilerde çoğu kimse bir tür ilerlemiş sağduyu yüzünden ölüyor. İş işten geçtikten sonra ayırdına varıyorlar ki insanın pişman olmadığı tek şey hatalarıdır.
Sayfa 58
Boğmaya yeltendiğimiz her güdü zihnimizde çöreklenerek bizi zehirliyor. Gövde bir kez günah işler ve günahla ilişkisi kesilir, çünkü eylem bir tür arınmadır.
Sayfa 31
Reklam
Ne var ki deha hiç kuşkusuz güzellikten daha uzun ömürlüdür. Hepimizin, kendimizi aşırı derecede eğitmek uğruna bunca zahmete katlanmamız da bundandır ya. Şu çılgın, kıran kırana yaşam savaşında hepimiz dayanıklı bir şeylere sahip olmak isteriz, bu yüzden de yaşam kavgasındaki yerimizden olmamak için kafamızı süprüntülerle, olgularla doldururuz.
Sayfa 24
176 syf.
·
Puan vermedi
Zamanımızın Bir Kahramanı
Zamanımızın Bir KahramanıMihail Yuryeviç Lermontov
8.2/10 · 4.428 okunma
… Sık sık nasıl da duyguların yanılgısını, aklın isabetsizliğini inanç olarak kabulleniriz
Sayfa 172
Biz size, yeryüzünde inançsız, onursuz, zevksiz bir hayat süren ve kurtulması olanaksız sonu düşündükçe yüreğimizi ezen istemsiz yılgınlıktan başka korku duymayan başıboş dolaşan, onların acze düşmüş torunları, artık ne insanlığa hayri düşünüyoruz, ne de kişisel mutluluğumuz için büyük özverilerde bulunuyoruz, çünkü mutluluğun olanaksızlığının farkındayız, bir kararsızlıktan diğerine aldırışsızca geçiyoruz, tıpkı dedelerimiz bir yanılgıdan diğerine atlayışları gibi, ne ümit beklentisiyle, nedir ruhun insanlara ya da yazgıyla herhangi bir mücadelede hissettiği o anlaşılır, fakat şiddetli zevki hissederek yapıyoruz…
Sayfa 167
Hayata adım atarken, onu Büyük İskender ya da Lord Byron gibi noktalamayı düşünen, ama yaşam boyunca onursal danışmandan ileriye gidemeyen insanların sayısı az mı?
Sayfa 118
Reklam
Yazgım böyle benim! Herkes, çocukken de yüzümde kötülük işaretleri buluyordu; bunlar yoktu aslında, ama eziliyorlardı, onlar da oluştular. Ben alçakgönüllüyüm, beni oyunbazla suçluyorlardı: suskun biri oldum: iyilik ve kötülüğü derinden algılayabiliyordum: kinci oldum Sevinçsizdim, diğer çocuklar, neşeli, konuşkandılar; kendimi onlardan üstün görüyordum; beni onlardan aşağı görüyorlardı: kıskanç oldum: bütün dünyayı sevmeye hazırdım, beni kimse anlamadı: ben de nefreti öğrendim. Şenliksiz gençliğim, kendimle, dünyayla dalaşmakla geçti; en güzel hislerimi alay edilmekten korkarak, içimin derinliklerinde sakladım:: onlar da orada öldü. Doğruyu söylüyordum, bana inanmıyorlardı: aldatmaya başladım. Dünyayı, toplumun alışkanlıkların öğrenince yaşam bilimde uzmanlaştım; gördüm ki diğerleri benim olanca çabamla edinmeye çalıştığım çıkarlardan bedavaya yararlanarak, emeksizce mesut oluyorlardı. O anda kalbimi bir ümitsizlik kapladı, bu, tabanca mermisi ile iyileştirlecek bir ümitsizlik değil, incelikli, yalın bir ümitsizlikti. Ben, manevi anlamda sakatlandım. Ruhumun yarısı ölüydü, herkesin emrine hazır biçimde yaşıyordu; bu durum kimsenin dikkatini çekmedi, çünkü onun yıkıma uğramış yarısının yaşadığından kimse haberdar değildi.
Sayfa 113
İdeallerin ön aşaması, tutkulardır. Delikanlı yüreklere özgüdürler. Bunların hayat enerjisi vereceğini düşünmek aptallıktır. Irmakların çoğu gürültülerle akan şelalelerle kendi yataginda ilerlemez mi? Halbuki kaçı köpükleerek yüksele alçala denizle birleşmiştir? Sessizlik büyük; fakat saklı bir güç gölgesidir. Duygu ve fikir olgunluğu, nezaketi, apansız çıkışları Önler. Ruh acı ve mutlulukla yoğururken kendince ölçülenip, ‘bu daha doğruymuş’ der. Bu fırtınalar, patlayıvermese, güneşin sürekli yakıcılığının kendisini kavurcağını bilir. Bu nedenle içe kapanır. Bencilleşir, gerektiğinde de kendini cezalandırır. Bütün yönleriyle kendisini tanıyan insan ancak o anda Tanrı’nın adaletini değerlendirebilir.
Sayfa 111
İlk çekilen acı, diğerlerini kederlendirmenin keyfini de tattırır. Kötülüğe yaşamda fırsat tanıma fikri akılda yer almadıkça bu ideal, yaşama olanağı bulamaz. Gövdeleşen idealler biçimleşir. Biçimlenmenin oluşması için pratik gerekir. Kafada ne kadar ideal varsa, pratik de o kadar çoğalır. bu yüzden de hep masa başında duran deha ölüme veya çıldırmaya yazgılanır.
Sayfa 110 - Oda
Evet ben, artık yaşamın, salt mutluluk istenilen, kalbin herhangi birini şiddetle, tutkuyla sevmeye ihtiyaç duyduğu o dönemi geçtim; şimdi yalnızca sevilmeyi istiyorum, üstelik de çok az kişi tarafından; dahası bana öyle geliyor ki, bir tek kesintisiz sadakat yeterlidir bana: Kalbin acınası alışkanlığı…
Sayfa 93
468 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.