O sıralarda Ankara, Anadolu yaylasının göğsünde iki meme gibi yükselmiş bir çift tepeden başka bir şey değildi. Tepelerden birinin üstünde, Türklerin sayılı çarpışmalarına sahne olmuş eski Ankara Kalesi’nin yıkık duvarları yükseliyordu. Kalenin sırtlarıyla çevresi ve içi, zikzaklı yokuşlar ve gübre yığınları arasında tavşan yuvasına benzeyen, ama içinde insanların yaşadığı dam dama, kafes kafese yıkık dökük kerpiç evlerle doluydu. O sıralarda
Ankara’da, gıcırtılı kağnılar dışında tek taşıt aracı olan köhne at arabaları, yağmurun bol olduğu bu mevsimde, taşları çamurla kaplı yokuşları güçlükle tırmanabiliyorlardı.
Dama Taşları
Dama Taşları, Nadan, Kesik Bıyık, Tütün, Rüşvet, Yüz Akı isimli 6 kısa öyküden oluşmaktadır eser. Kısa sürede okunacak ve okuması keyifli bir kitap.
Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Arka Kapaktan Alıntı:
ÖMER SEYFETTİN, 1884’te Balıkesir, Gönen’de doğdu. 1903’ te Mekteb-i Harbiye’den mezun oldu. İzmir’e atanmışken Makedonya’da başlayan isyanı bastırmak üzere Selanik’e ve Manastır’a gönderildi, bu bölgede görev yaptı. Buradaki görevinde gösterdiği başarılardan dolayı iki liyakat madalyasıyla ödüllendirildi. İsyanın bastırılmasının ardından Kuşadası’na döndü. 1909 başında Selanik’te teğmen olarak görev yaptı. 31 Mart Vakası esnasında Hareket Ordusu subayı olarak İstanbul’a geldi. 1911’de askerlik mesleğinden istifa ederek Selanik’e yerleşti. Balkan Savaşı başlayınca yeniden askere alındı. 20 Ocak 1913’te Kanlıtepe’de Yunan ordusuna esir düştü. Atina yakınlarındaki Naflion kasabasında on ay kadar süren esirlik hayatı bitince 17 Aralık 1913’te İstanbul’a döndü. 1914’te askerlikten ikinci defa istifa etti. 6 Mart 1920’de İstanbul’da vefat edene kadar Darülmuallimin’de ve Kabataş Sultanisi’nde öğretmenlik yaptı. Ömer Seyfettin, ilerleyen yıllarda “hikâyeci” olarak ünlenmesine rağmen edebiyat hayatına şiirleriyle girdi. Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp’le birlikte 1911’de Genç Kalemler dergisinde ortaya konulan Yeni Lisan hareketinin önemli temsilcisi oldu. Yazı ve hikâyeleriyle Türk dilinin sadeleşmesi hususunda gayret gösterdi.
Dama TaşlarıÖmer Seyfettin · Can Yayınları · 2021425 okunma
Can Yayınları Lacivert Klasiklerinden okuduğum dördüncü kitabım oldu. Ömer Seyfettin'den ise ilk kitabım oldu, kitap Dama Taşları, Nadan, Kesik Bıyık, Tütün, Rüşvet ve Yüz Akı olmak üzere 6 öyküden oluşuyor. İlk öykü kitaba ismini veren Dama Taşlarında yaşlı Ali Dana Efendi ile akıl hastanesinde yatan dostu Cabi Efendi ile buluşup hasret giderdikten sonra Dama oynaması ve taşları yutması ve revire gitmesi ile son bulan hikaye. Tütünde ise burnunun dikine giden ve hiçbir kanıt'a inanmayan bir adamı anlatıyor. Rüşvette ise insanların menfaatlari doğrutulsunda çok çabuk dönmelerini. Yüz Akı'nda ise bir insan ne kadar yalanlanırsa, kınanırsa kınansın o her zaman bir yüz akıdır ve son olarak Nadan'da ise Yeniçerilerin isyan ettiği sıralarda kimse Vezir olmak istemez, Padişah, Köse
Vezir isimli yaşlı birini huzuruna çağırır ve onu veziri yapmak istediğini bildirir. Ancak Köse Vezir ölümü dahi karşısına alarak
Vezir olmak istemez. Genel olarak bütün öyküler çok güzel ve eğlenceliydi. Ömer Seyfettin'i genellikle Kaşağı, Diyet gibi öyküleriyle biliriz, bu öyküleri de muhteşem ve eğlenceliymiş. Okumak çok keyif vericiydi.
Dama TaşlarıÖmer Seyfettin · Can Yayınları · 2021425 okunma