Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Danyar ve cemile' nin hikayesi yasak bir aşkın,tabiatın masumiyetiyle sunulduğu çocuksu bir tablonun dile getirilmesi olayıdır,akıcı ve sade bir dil kullanılması da okuru hikayeye davet ediyor.
Çevresindeki insanları şaşırtan , onu alay konusu yapan o tuhaf suskunluğunun, yalnızlığına düşkünlüğünün, düşseverliğinin nedenini anlamıştım şimdi. Akşamları tepenin üstünde kalışının, ırmak başında tek başına geceleyişinin, başkalarının işitmediği seslere kulak verişinin, gözlerinin birden alev alev yanışının, kaşlarının yukarı kalkışının bir sebebi vardı:Deli gibi âşıktı Danyar Onunkisi toprağa, yaşama duyulan aşktı , derin bir tutkuydu. Yalnız Danyar sevgisini içine gömmüştü; onu müziğiyle dışa vuruyor,onula yaşıyordu şimdi.Yoksa sevmeyen bir insan sesi ne kadar güzel olursa olsun, böyle türkü söyleyemezdi
Cemile
Cemile
Reklam
Aytmatov eserlerine ithafen; Rübai "Danyar sevdalı, Cemile vurgun kalbinden Gülsarı'yı aldılar Tanabay'ın elinden Nasıl rahat uyursun, kalk da dinle Akbar ile Taşçaynar uluyor derinden"
Cemile
Cemile
Cemile ile gurur duydum! Yaşadığı hayatın örf, adet ve törelerine rağmen, aşkının peşinden giden, gerisinde bıraktığı hiç bir şeye aldırış etmeyen delikanlı bir kadın. Danyar ile gitti. Danyar’ıyla. Bu arada, ah be Kiçine-bala, yüreğinden öperim senin.
'Danyar aşık olmuştu' dediğinde kendi kendime istemsizce dudaklarımdan şu sözcükler döküldü: Ah be Aytmatov, ne yaptın sen... Kısacık bir hikayenin beni bu kadar derinden vuracağı aklıma gelmemişti ama haklıymış Aragon. Sevinmiştim onlar için ama birşey burktu içimi. Birbirini bulan bu iki aşığın vatanlarını terk etmeleri, beni yaralayan bu işte. Cemileler ve Danyarlar hep varolsun!
Louis Aragon'un "Cemile" Kitabı İçin Yorumu
İşte şimdi şurada, Villon'un, Hugo'nun, Baudelaire'in Paris'inde kralların ve devrimlerin Paris'inde; ressamların yüzyıllık Paris'i olmakla övünen, her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris'te, bir şarkıda dendiği gibi, öyle çok âşık yaşamış ki, hangisini alacağımı bilemiyorum... Her şeyi görmüş, geçirmiş, okumuş şu Paris'te, Werther, Berenice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile'yi okudum. Romeo Juliette, Paolo ve Francesca, Hemani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben İkinci Cihan Savaşının üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o Ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde zahire arabalarıyla giden Danyar ile Cemile'ye, bunların hikâyesini anlatan küçük Seyit'e rastladım.
Louis Aragon
Louis Aragon
Reklam
AYTMATOV'A SESLENİŞ Dünyaya bir "Cıngız Ata" geldi fakat geçmedi. Destan anlatırken destanlaşan bir yazar görmek isteyen onun eserlerine baksın. Lise 3. sınıftayım. Edebiyat en sevdiğim ders her zamanki gibi...Ders kitabımızda Aytmatov'un Cemile hikayesi var. Karşımızda Danyar gibi yakışıklı bir edebiyat öğretmeni.Bize Cemile'yi anlatıyor ve noktayı koyuyor: "Dünyanın en güzel aşk hikayesi!" Yıllar geçiyor benim Aytmatov sevdam artarak büyüyor.Lisede hafızama kazınan bu isim hala dipdiri, ışıl ışıl. Şimdi ben bir edebiyat öğretmeniyim. Öğrencilerim "Hocam en sevdiğiniz yazar kim?" dediklerinde aklıma ilk o isim geliyor: Cengiz Aytmatov Beyaz Gemi'deki çocuk ile birlikte Isık Gölü'ne bakıyorum her gün.Babamı bekliyorum. Gülsarı ile bozkırlarda dörtnalayım. Öğretmen Durşen hayallerimde... Asya göz kırpıyor ve sesleniyor: "Sevgi neydi?" Juan Juanlar'ın mankurtlaştırdığı Coloman okunu Nayman Ana'nın sol göğsüne sapladığında oradaydım. Gözyaşları ile bağırdım: Yapma, annen o, yapma!"diye. Ama dinletemedim. Dişi Kurdun Rüyaları'nda gezerken Toprak Ana ile dertleştim. Ben onun eserlerini okumadım yaşadım âdeta. Şimdi 21. asırdan kaçacak yer arıyorum.Romanlara sığınmak da yetmiyor artık. Cengiz Ata, artık bir yazar olmaktan çıktın. Bir destan anlatıcısı olarak destanlaştın. Az insana nasip olur böyle bir pâye... Ruhun şad mekânın cennet olsun...
Cengiz Aytmatov (Cemile)
Bu hikaye bir Kırgız köyünde, savaş zamanında yaşanan bir aşkı anlatmaktadır. Hikayeyi olayın baş kahramanı Cemile’nin kocası Sadık’ın kardeşi anlatmaktadır. Cemile köyün en güzel kızlarındandır. Güzel vücudu ile bütün gençlerin gözdesidir. Cemile erkek gibi yetiştiğinden, ağzı çok sıkı laf yapan, en zor işlerin üstesinden gelebilen, cesur biridir. Cemile bir at bakıcısının kızı olduğu için çok iyi at kullanmaktadır. Bir ilkbahar günü Sadık Cemile’yi geçememiş, bu O’na pek ağır gelmiş ve bu yüzden Cemile’yi kaçırmıştır. Yani sevişerek evlenmemişlerdir. Savaş başlayınca, ancak dört ay beraber yaşayabilmişler ve Sadık askere alınmıştır.Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet Uzun süredir savaşta olan kocasından ayrı kalan Cemile’yi yalnız kaldığı için köyün gençlerinin sarkıntılıklarına maruz kalmıştır. Sadık gönderdiği mektuplarda Cemile’ye çok az yer vermektedir. Cemile de kocasının bu yaptığına az da olsa bozulmaktadır. Cemile her gün kayını ile istasyona tahıl taşımaktadır. Onlara yardım için de Danyar adlı adam da katılır. Danyar, cepheden gelmiş bir savaş gazisidir. Tek ayağı topaldır, Cemile gelişen olaylar doğrultusunda Danyar’a aşık olur ve herşeyi göze alarak beraber kaçarlar.
Cemile'm o geniş bozkırda, hiç ardına bakmadan yürüyüp gittin! Yoruldun mu, kendine olan inancını yitirdin mi? Öyleyse Danyar'a yaslan.Sana aşk üstüne, vatan sevgisi üstüne, hayat üstüne türkülerini söylesin!..
Cemile
Cemile