Kimi çok yakından tanırsan, bir süre sonra soğuyorsun. İnsanların büyük çoğunluğunun olmak istedikleri insanla, olmak zorunda kaldıkları insan arasındaki fark sanırım bunun nedeni çünkü yakından tanıdığın insanın rol yapma şansı kalmıyor ve bir süre sonra suratındaki makyaj akıyor, ışıklar yandığında tüm dekorlar yıkılıyor ve takke düşüyor kel görünüyor. Karşında gördüğün, birçok kusuruyla birlikte çok aciz bir insan. Hasta yanlarını, travmalarını, deliliklerini, bağımlılıklarını, güçsüzlüklerini, korkularını, bedensel kusurlarını görüyorsun. İşin esasında, insanlara çok gerçekçi yaklaşan bir insanın -o insan ben olmasam da- aşık olamayacağını düşünüyorum artık zira aşk dediğin şey, romantik bir çarpıtma sebebiyle insanın kendine karşı dürüst olamaması hâlidir; kusurlu gerçeğin üstünün, insanın kendine söylediği kusursuz yalanlarla örtülmesidir.