Yeter ki gemide delik ve yelkende yırtık olmasın
Tevekkül bâd-bânın kıl küşâde fülk-i ihlâsa Eser bahr-i emelde bir muvâfık rûzigâr elbet Bâd-bân : Yelken Küşâde etmek : Açmak Fülk : Küçük tekne, yelkenli İhlâs : Hâlis etme, arındırma, samîmî olma, riyâsızlık (has anlamıyla yalnız Allah rızâsını gözetip gayrıya meyl etmemek) Bahr : Deniz Muvâfık : Uygun [İhlâs gemisine bin, tevekkül yelkenini aç ve açıl emel denizine. Yelkenlerini şişirecek bir uygun rüzgâr bugün esmezse yarın eser. Yeter ki, gemide delik ve yelkende yırtık olmasın; sen ona dikkat et!] Şair Fitnat Hanım
bilirim ne yapsam hata, yanlış attığım her adım; ellerim elma dalında; adem'le havva ecdadım. belli ne birdir ne iki; günahım başımdan aşkın. yarab sen de bilirsin ki bir sen varsın bana yakın.
Reklam
Okyanuslarda yüzen İçi delik bir tekne gibi kalbimiz
Bilirim ne yapsam hata, Yanlış attığım her adım; Ellerim elma dalında; Âdem'le Havva ecdâdım. Belli ne birdir ne iki; Günahım başımdan aşkın. Yarab sen de bilirsin ki
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu. _Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi. _Yücelmek için özür
Liman sessiz, tekne delik, kaptan firarda ... ڪے
Reklam