Yaşanan onca göçün, onca acının, gizlenen onca olayın sonraki kuşaklara bir etkisinin olmayacağı düşünü lebilir mi? Profesörün yaşadıklarını yaşamamış bile ol salar, bu insanlar, onları yaşayanlar tarafından yetişti rilmedi mi? Koskoca gökyüzündeki şu küçücük uçağın içinde uyuyorlar. Perdelerin arkasındaki geniş bir dün yadan habersiz olunca, ne kadar karanlık bir dünya!
Daha bugün mültecilerin ülkeye girmesiyle ilgili eleştiri yapmışken Seranadın tokat gibi cevabıyla yüzleştim. Tam 767 Yahudi Nazi işkencesinden kaçarken sadece Yahudi oldukları ve hiçbir ülke(Türkiye dahil) onları siyasi çıkarlar gerekçesiyle ülkeye almamasından dolayı denizin ortasında Strumayla beraber ölüme mahkum edildi. Peki bizim yaptığımız nedir? Kabul etsek ülke sıkıntıya giriyor evet ama kabul etmeyip o kadar insanın ölüme mahkum edilmesi hangi vicdana sığacak? Kaç can, kaç hikaye bir hiç uğruna yok olup gidecek? Bunun suçlusu kim, çaresi ne? Baskıcı, kan emici ülkeler yüzünden bu hallere düşüp ölen binlerce insan, her seferinde arada kalıp ezilen Türkiye...Max ve Nadia'nın aşkı ışığımız olsun.
"Amaç nedir derseniz. bence insanın değerinin SADECE İNSAN oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı.”
-Profesör Maximilian Wagner
“Seranede für Nadia”
-Maximilian Wagner