Hayatın “al gülüm ver gülüm” hesabıyla işlediğini sanarız. Sevdiğimiz insanlara haddinden fazla değer verdiğimizde, merhamet ettiğimizde, onlarca aşağılık muameleye rağmen karşılarında eğilip büküldüğümüzde, karşılarında hüngür hüngür ağladığımızda karşılığını alacağımızı sanıyoruz. Kendimizi çöp gibi gösterip de çiçek muamelesi beklememizin en
ORTAK YAŞAM FELSEFESİ Ubuntu'nun Afrika'da çok güzel bir hikayesi vardır. Bir bilim insanı, Afrika'da bir deney yapmak ister, bir tür oyun. Yakınlardaki bir ağacın dibine, bir sepet dolusu güzel yiyecekler koyar. Ağaçtan 100 metre öteye de çocukları dizer, ve der ki; "Ağaca koşarak ilk kim varırsa, o bir sepet güzel yiyecekleri o kazanacaktır. Hazır mısınız? Başla!" Çocuklar ne yapmış biliyor musunuz? Hepsi elele tutuşmuş ve birlikte koşmuşlar. Ağaca geldiklerinde de sepetteki yiyecekleri paylaşmış ve afiyetle yemişler. Bilim insanı şaşırmış ve sormuş; "bunu neden yaptınız? biriniz kazanabilir ve bütün yiyeceklere sahip olabilirdi" Çocuklar cevap vermiş; "Ubuntu" Ubuntu'nun anlamı Afrika'da şudur; "Diğerleri üzgünken biri nasıl mutlu olabilir?" başka bir deyişle, "Ancak birlikteyken varız!" Bütün nesiller için güçlü bir mesajdır. Tabiki anlayana.
Reklam
Her Şeyde Şifâ Şartı; DOZAJ ÖNEMLİ
Bir yemekte oturuyoruz. Söz, mide rahatsızlıklarından açıldı. Kuruyemiş imalâtı ve ihracatı yapan bir dostumuz (Abdülkadir ÇIKMAZ), kendi sahasından bir çözüm teklif etti: “–Yemekten sonra yedi tane kavrulmamış çiğ badem içi yersen, midende hiç hazımsızlık görmezsin.” Tevâfuk bu ya… Aynı sofrada mide sahasında ihtisas yapmış bir doktor, Profesör
Boş kadeh Varoş bir keder al aşkı gebert Bu çevreye zararın şahsi bir deney Aksilik tuttu 25 yıl rehin seneler
Uydurulamayan Güzellik
Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider. Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye
İçime işleyen o kitap
📙Charlie, düşük bir IQ ile doğmuş ve ailesi tarafından da dışlanmış biridir . Bilim adamları , Charlie'yi zeka seviyesini yükseltecek bir ameliyat için denek olarak kullanmak isterler. Argernon adında bir deney faresinde işe yarayan bu buluş Charlie ' de ne kadar işe yarayacak bakalım.. Charlie'nin tek isteği arkadaşları gibi akıllı olmak ve onlar tarafından sevilmek aslında bu ameliyatı da bu yüzden kabul eder zaten. Charlie, ameliyat olduktan sonra mucizevi bir ilerleme kaydederek ileri zeka diyebileceğimiz bir düzeye gelir ama bu kez de işler onun istediği gibi gitmez. Charlie yine de halinden memnundur. Aslında çoğu insan kendisi ile aynı düzeyde olan insanlarla çevrili olmak ister. Ne kendinden aşağıda ne de kendinden yukarıda olan kimseyi görmeye tahammülü yoktur . Charlie'nin her iki durumda da kendini kabul ettirememesinin nedeni de budur aslında. Fakat yolunda gitmeyen bir şeyler olur ve Argernon beklenmedik tepkiler vermeye başlar ve bu durum Charlie'yi de tedirgin etmektedir . Devamını siz okurların merakına bırakıyorum 😊 Bazı satırlar arasında Charlie'nin o masum kalbini inciten insanlara öfke kustum. Aslında bu kitap hayatın içinden alınmış . Çevremizde Charlie gibi sevgiye muhtaç insanlar çokça var ama onun gibileri toplumda kabul edemeyen insan vasfından uzak kimseler de var. Böyle insanları gördükçe de tepkimi her zaman en üst notadan vereceğime emin olsunlar. Etkileyici ve vaauvv bir kitaptı . 📙 Okumanızı tavsiye ederim ✨🪞
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a Çiçekler
Reklam
İşte İnsanlık
youtu.be/_vLpfPdIX00?fea... Sosyal deney olmasına rağmen paralarını geri istememeleri... İşte insanlık burda yatıyor
Edison elektriği bulmadan 1000 deney yapmış Biz sevdik sevilmedik öyle mi? Varsın kutup ayısı düşünsün. :)))))
Yıllar süren deney ve araştırmaların ardından John bu hikâyede zalim bir sürpriz yattığını keşfetti. Yalnız insanlar beyin tarama makinesine girdiğinde dikkatini çe- ken bir şey olmuştu. Bu kişiler muhtemel tehlikeleri 150 milisaniye içinde tespit ediyorlardı; oysa sosyal bağları olan insanların aynı teh- likenin farkına varması 300 milisaniye sürüyordu. Ne oluyordu burada? Müzmin yalnızlığın sosyal açıdan kepenkleri indirmenize, her sosyal temasa daha şüpheci bakmanıza yol açtığını bulmuştu John. Aşırı tetikte oluyordunuz. Yok yere alınma, yabancılardan korkma ihtimaliniz daha fazla oluyordu. En çok ihtiyaç duyduğunuz şeyden korkmaya başlıyordunuz. John buna "kartopu" etkisi diyor: Kopukluk daha fazla kopukluk doğuruyor.
Okuma durakladı :/
‘’şeyhim beni 70’lere ışınla, 3 milyar saniyem bitmeden önce sonsuzluğu bükeyim, kalan ömrümce. tasavvuf strese iyi geliyor bence. bir fırt ab-ı hayat versene şeyhim dindirsin faniliğin hararetini. bitsin mutat prova, deney, tatbikat; ecel formalitesi, azap rutini. şeyhim nedir bütün bu illüzyonlar seraplar? aşk üçgeni, meşk dairesi, kudret
Reklam
"Din, sanat ve felsefe, insanlığın en üstün idrak mertebeleridir. Tabii ki bilimin de yeri başkadır. Biz burada bilimi küçük görmüyoruz fakat felsefe daha üstün bakıyor, bilim ise deney ve tecrübe düzeyinden, sonuçta deneyi de muteber sayan yine akıldır. Dolayısıyla akıl mutlak hâkimdir." İbrahimi Dinani İbn Sina Söyleşileri
Bediüzzaman'a göre kesin bilgiye ulaşmada üç aşama
*ilmelyakîn/mantık (ateşin bilgisine, kavramına sahip olmak) *aynelyakîn/gözlem (ateşin kendisini görmek) *hakkalyakîn/deney (bizzat ateşi tecrübe ederek hissetmek)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.