- Nuri Pakdil'e -
Gün olur toprak uyanır uyanır böcekler Sarı bozkır titrer çıplak dağlar yeşerir gök yıkanır kirli dumanlardan Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler Yemyeşil bir rüzgâr eser yıldızlar arasından. Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü Çatlayacak yalanın çelik kabuğu Sizin bahçenizde büyüyecek Aşkın ve inancın güneş yüzlü çocuğu.
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Reklam
asla yalnız değilim seninle seninle toprak,seninle deniz,seninle hayat ne kadarsam,ne katarsam ve ne denli çığırsam bu aşkın özü toprak,deniz ekmek ve hayat...
...hiçbir şeyim eksik değil; ama şu istek ben yiyor:ölmeden önce, elimden geldiği kadar çok toprak ve deniz görmek.
192 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 hours
Aganta Burina Burinata…. (Denizcilik dünyasında "serenlerin üstündeki üst ve alt yelkenleri tut"anlamına geliyor.) Halikarnas Balıkçısı lakabıyla tanınan Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın en bilinen hatta en çok okunan eserlerinden biridir bu kitap. Denizcilikle alakalı pek çok terim ve bilgiye sahip olacağınız bu kitapta, aynı zamanda
Aganta Burina Burinata
Aganta Burina BurinataHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 20224,773 okunma
Ne söyleyebiliriz yarın bir taş konuşmak isterse? Bir portakal ağacı saçını başını yolarak Yollara düşerse birden? Çiçekler ölülerin yüreklerinde büyür Toprak öyle çok ölüyle dolar ve Deniz, bir ölü yıkayıcısı olarak vurursa kıyılara? Fundalıkların dibinde biriken kireç Suların saçlarındaki yakamoz duvak Sorarsa, sorarsa yineleyerek: Neden? Benim ne işim vardı, insanların tarihinde?
Reklam
Yollarda bekliyor nice bendeniz Yalnız sana meftun toprak ve deniz...
Hayatın içinde kaybolduk hepimiz.. Oysa bir deniz kenarı, Bir rüzgar türküsü,bir ağaç gölgesi, Ve bir toprak kokusu yeter... Yeniden kendimizi hatırlamaya... Giderken yanında götüreceklerinin bir önemi yok... Aslolan ardında bıraktıkların... Sevgin, saygın, insanlığın.!!
"Eros uçsuz bucaksız gökyüzünde uçarken, altında bazen hayat veren toprak, insanların kentleri ve kutsal nehir yatakları, bazen de dağların zirveleri ile çepeçevre deniz uzanıyordu.."
Sömürgecilik ve Emperyalizm
Bu dönemde birçok devlet korumacı gümrük politikalarına döndüğü halde, sanayileşmiş İngiltere serbest ticaret esasından ayrılmamış, sahip olduğu ticaret filosuyla yalnız nakliyeci bir devlet olmakla kalmayıp, aynı zamanda “dünya çapında bir atölye” (workshop of the World) haline gelerek ihracatçı bir devlet de olmuştur. Bu ticari rekabette gerek hammadde, gerekse üretegeldiği sanayi ürünlerine pazarlar temin edebilmek için İngiltere, Fransa’nın yanı sıra Almanya ve İtalya gibi yeni sivrilmekte olan sömürgeci devletlerle yeni arazi kazanımı yarışına girişmiştir. İngiliz emperyalizminin karşısına, önce Avrupa’da zayıflamış olan durumunu takviye etmek üzere sömürgelerini genişletmek ihtiyacı duyan Fransa’nın emelleri, sonra da Alman sömürgeciliğini kurmak isteyen Bismarck'ın beklenmeyen aşırı talepleri çıkmıştır. Bu yeni emperyalist genişlemenin öncelikli hedefini ise 1880’lere gelindiğinde bile çoğunluk itibariyle Batılı istiladan masun kalmış Afrika coğrafyası oluşturuyordu. 1875’de Afrika’nın sadece %10’u Avrupa kontrolündeyken, 1895’e gelindiğinde bu oran %90’lara ulaşır. Bu dönem zarfınca Avrupalı güçler, eldeki mevcut müstemlekelerine yaklaşık 23.000.000 km²’lik bir araziyi ilave ederler. Bununla birlikte Afrika’nın yanı sıra, Avrupa güçlerine Japonya’nın da katılımıyla, Uzakdoğu ülkeleri ve Doğu Asya kıyısı açıklarındaki deniz üsleri de göze çarpar biçimde toprak kapma mücadelelerine sahne olmuştur.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.