Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deniz Kazanoğlu

Deniz Kazanoğlu
@denizkazanoglu
Elimden geldiğince, dilim döndüğünce…
Cinsiyet tuzağına düşmekten kendimizi alamayız. Çocuklarla etkileşimimiz bu cinsiyet ayrımlarını pekiştirir. Anneler duygusal sorunları oğullarından çok kızlarıyla konuşmayı tercih ederler. Buna karşın, bir bilim müzesi ziyaretinde anne babaların sergilenen şeyleri erkek çocuklarına anlatma ihtimali kızlara anlatma ihtimallerinden üç kat fazladır.
Sayfa 125 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yeniçerinin Hezeyanı
Sadece başımı salladım. Babam kapıyı açtığında ben başımı sallıyordum. Ben hâlâ sebepsiz ve kontrolsüzce başımı sallarım. Başım benim değilmiş gibi. Kendi başımı yıllar evvel orada, Panni'nin ellerinin altında unuttum ben. Sonradan gelen bu baş da yerine oturmadı, hep sallandı...
Sayfa 47 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Gerçeğe Rüya Karıştı
Her şeyi unutup anneme anlattığım masallara inanmak istedim. Umuda ihtiyacı olan sadece annem değildi, elim çengel olmasa da tutunmak isterdi. İçeride bir nefes, hastalıklı da olsa var işte. O gidecek olsa bana sokağı anlatan da bulunmaz. "Varsın oyalansın anlattıklarımla," diyecekken kimin kimi oyaladığını düşündüm.
Sayfa 43 - İletişim YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yetişkinler çocuğun kız olduğunu düşündüklerinde güzelliğini övdüler, erkek olarak düşündüklerinde ise güzelliğinden hiç söz etmediler, bunun yerine ileride hangi mesleğe sahip olacağı hakkında konuştular. … Tabi ki çocuk aynı çocuktu, tek fark kıyafetinin mavi mi pembe mi olduğuydu.
Sayfa 124 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Ama aynanın olmadığı durumlarda kâseden birden fazla şeker aldılar. Çünkü onlara görülebileceklerini hatırlatan bir ayna yoktu.
Sayfa 121 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bununla birlikte gelişen benlik duygusuyla ve kendilerini başkalarının yerine koymalarını sağlayan bir zihin kuramının ortaya çıkışının desteğiyle, çocuk, diğerlerinin ne düşündüğünü gittikçe daha fazla önemsemeye başlar. Utangaç farkındalık ahlaki bir temel teşkil eder. Kendi yansımamız bile potansiyel olarak diğer insanların ilgi odağı olduğumuzu güçlü bir şekilde fark ettirebilir.
Sayfa 120 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Gerçeğe Rüya Karıştı
Gün akşama dönmüş bile. Bugün de dünün aynısı sanki. Annem yattı, ben bulaşık yıkadım. Doğmayacak bebeğe giyilmeyecek bir çift patik daha ördüm. Kapının önünü süpürdüm. Şerbet kaynattım. Dünün aynısı
Sayfa 39 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Gerçeğe Rüya Karıştı
Şimdi nasıl diyeyim, "Evler yıkıldı. Yerlerine apartmanlar dikildi. Komşular uzakta kaldı. Simitçiler geçmiyor artık," diye. Yıllardır yatalak. O yatarken zaman durmadı ya, aktı gitti. Şehrin çehresi değişti, herkes yaşamak telaşıyla yanındakini unuttu.
Sayfa 39 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ufak bir poster meselesi
İnsan beklerken zamanın kibrini de anlıyor. Zaman her şeyden önce. Nasıl da güçlü, acımasız. Geçemedi bir türlü. Gün boyu gergindim. Hanife, Burculara gidecekmiş, beni de çağırdı. Gitmedim. Ablam sarı yata örtüsünden pelerin yapıp raid savar oldu, gülmedim. Anneannemin patik ipleri dolaşmış, çözmedim.
Sayfa 24 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Mercan'ın Saçları
O öyle saçlarımı sevince yorgunluğum kenara çekildi, çocukluğum dönüp de sarılmak istedi kocakarıya. Kımıldayıp yüzüne bakacak oldum. Makasın tersi kafama indi. "Rahat dur." Sonra da kör makas rastgele açıldı, kapandı. Avuçlarında altın saçlarım, nefesinde zevkten bir hırıltı, beni yasladığı yerde mayhoş bir koku, süt bozuğu. Sanmak ne fena bir hal imiş. Hele sevecek sanmak. orada öylece kırpılmış koyun gibi kalınca ağlamak bile gereksiz göründü gözüme. Camın kenarında durup yukarı bakarken uçsam dedim. Kanatlarım olsa. Sonra vazgeçtim. Gök çok büyük, annemi bulamam.
Sayfa 14 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
111 syf.
10/10 puan verdi
Benim Rüyalarım Hep Çıkar
Benim Rüyalarım Hep ÇıkarEsra Kahya
8.9/10 · 225 okunma
Böylece Batı müziği daha başlangıçta kendisini, bir bütün olarak kültürle arasına bir çizgi çekip ayırmış olmakla, dönemin gündelik toplumsal yaşamından uzak bir yerde, nerdeyse ona koşut olarak gelişen, kendi kendine yeten ve özerk bir alan kurmuş oluyor. Müzik bu yolla kendine özgü bir içsel tarih kazanmış olmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik makrokozmosun bütün yapılarını ve düzeylerini daha küçük bir ölçekte kopyalamaya başlıyor, kendi iç diyalektiğini, kendi üretici ve tüketicilerini, kendi altyapısını göz önüne sermiş de oluyor.
Sayfa 32 - YKY-CogitoKitabı okuyor
Gerçekliğin diyalektik doğası hakkında en küçük bir fikri olan bir insanın, dünyanın dişlilerindeki değişimin ve görünürde ilişkisiz ve birbirinden uzak kategoriler ve nesneler arasındaki umulmadık bağlantının ani ve dramatik bir formülasyona ulaştığı bu tür tümcelerin katkısız biçimsel hazzına duyarsız kalacağını düşünemiyorum.
Sayfa 13 - YKY-CogitoKitabı okuyor
Bir bakıma yazın, diyalektik süreçte merkezi bir rol oynar, bunu daha kesin bir biçimde belirlemek de Marksist kuramın görevidir. Bunu da ekleyebilirim ki, yazın'ın kapalı alanı, oluşturduğu deneysel durum ya da laboratuvar, biçim ve içerik, üstyapının altyapıyla olan ilişkileri gibi konulardaki karakteristik sorunlarıyla birlikte, diyalektik düşüncenin işler durumda gözlemleneceği ayrıcalıklı bir mikrokozmos sunar bize.
Sayfa 11 - YKY-CogitoKitabı okuyor
191 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.