Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mer

mer
@dicewoman
1 Haziran
76 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Acaba bir yangın, dört nala giden bir attan daha mı hızlı ilerler?
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
Domuzcuk, "Ben Jack'ten korkuyorum." dedi. "Onun için Jack'i iyi biliyorum. Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. Kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz. Ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız."
Sayfa 111Kitabı okudu
"..Alıştığımız yolun dışına çıktığımız zaman her şeyimizi kaybettiğimizi düşünürüz; ama yeni ve iyi bir şey ancak o zaman başlayabilir. Hayat varsa mutluluk da vardır."
Sayfa 746Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"..Hayattan ayrılmak niçin bana böyle acı geliyor? Demek ki bu hayatta, anlayamamış olduğum, hâlâ da anlayamadığım bir şeyler var."
Sayfa 304Kitabı okudu
Hayatının üç büyük acısının üzerinde özellikle durdu: bir kadına duyduğu aşk, babasının ölümü ve Fransızların Rusya'nın yarısını işgal etmeleri.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
"İşte onlar, gözüme bir zamanlar güzel ve gizemli görünen o acemice boyanmış şekiller. Ün, topluma faydalı olmak, bir kadını sevmek, hatta vatan; bu resimler bana ne kadar önemli, ne kadar derin anlamlar taşıyor gibi gelmişti! Oysa benim için ağardığını hissettiğim günün soğuk, beyaz ışığında o kadar sıradan, solgun ve bayağılar ki."
Sayfa 243Kitabı okudu
Rostov kendisine, hiç beklemediği halde, Georgiyev nişanı kazandıran, hatta cesaretiyle ünlenmesini sağlayan parlak başarısını düşünüyor ve hiçbir anlam veremiyordu. "Demek ki onlar bizden daha çok korkuyorlar!" diye düşünüyordu. "Kahramanlık dedikleri bu kadarcık bir şey mi? Ben bunu gerçekten vatanım için mi yaptım? Çukur çeneli, mavi gözlü çocuğun suçu ne? Ne kadar da korktu! Onu öldüreceğimi sandı. Onu neden öldüreyim ki? Elim titredi. Bir de bana Georgiyev nişanı verdiler. Hiçbir şey, hiçbir şey anlamıyorum!"
"André, senden tek bir şey rica ediyorum, sana yalvarıyorum," dedi, "seni anlıyorum (bakışlarını kaçırdı), acıya insanların neden olduğunu düşünme. İnsanlar, onun aletidir." Bir portrenin bildiği bir yerine bakar gibi güvenli, alışık bakışlarla Prens Andrey'in başından biraz yukarıya baktı. "Acıyı gönderen odur, insanlar değil. İnsanlar onun aletidir, onların bir suçu yoktur. Birinin sana karşı suç işlediğini düşünüyorsan, bu suçu unut ve bağışla. Bizim cezalandırmaya hakkımız yoktur. Affetmenin mutluluğunu sen de anlayacaksın."
Quos deus perdere vult, dementat prius. Tanrı kimi mahvetmek isterse, önce aklını başından alır.
Eyleme katılan orta yaşlı bir yazar, yeniyetme sayılabilecek, tanımadığı bir çocukla sırt sırta verdiğinde, çocuğun, "Sen kaç yıldır devrimcisin amca?" diye sorduğunu duymuştu. "Otuz yıldır." diye karşılık vermişti çocuğa. "Tüh be amca," demişti çocuk. "otuz yıldır bir devrim yapamamışsınız, ben dün devrimci oldum."
Reklam
"Herhalde şu aşk sözünden kurtularak başlamalı. Bu dünyada o kadar çok aşk sözü ediliyor ki, adının anlamını düşünmediğin gibi aşkın anlamını da düşünemiyorsun artık. Kapitalizmin mal satmak için kullandığı sözcüklerin başında aşk geliyor, aşktan kusacak hâle geldik."
Sayfa 51 - EmreKitabı okudu
Ölmek güzel, ölmek sakin, ölmek korkutucu değil; durgun bir liman.
"Çok fazla bilgiye sahip olmak, hiçbir zaman basit kararlar vermeye yaramaz."
"Zihinsel bir salgını durduramazsın. Kişiden kişiye sıçrayarak, uçsuz bucaksız mesafeleri aşar. Son derece bulaşıcıdır. İnsanın en savunmasız yönüne, benzeri hastalıkların kalıntılarını koyduğumuz yere saldırır. Böyle bir şeyi kim durdurabilir ki?"
Sayfa 168Kitabı okudu
292 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.