dünyaya kırgınım ve onun umurunda değil
*Dilara Ayşe Akdeniz
Sayfa 83Kitabı okudu
"Tüm insanlar satır aralarından, bu buraya
yakışmadı deyip üstü karalanan kelimelerden ibaret..."
hiç bulunmayacak olanın aranması, her gün baştan başlayan o yara
*Dilara Ayşe Akdeniz
Sayfa 83Kitabı okudu
dünyaya kırgınım, yüzümdeki hikâye çok eskidi
saçlarımı okşasın diye inandığım ve uzandığım el
ellerimi bileklerinden koparıp toprağa ekti
*Dilara Ayşe Akdeniz
Sayfa 83Kitabı okudu
Hüzünde ve kederde dünyayı aşan bir güzellik vardır. Tinsel bir ıstırabın akabinde dökülen gözyaşlarının bizi kutsal olanın yaldızına boyayan büyüsü vardır. Ağlamak, toprağın nefes almasına benziyor. Daha güçlü köklerle yeşermek ve yeşertmek için.
Dilara Ayşe Akdeniz
Neler neler öğrendik biz..
". Yenilgiyi yinelemekmiş dünya, öğrendik. Her gece düşlerimde seyrettiğim resmi kendi ellerimle çizmişim işte bu gece.."
"Keşke buharlaşıp uçmak gibi olsaydı, değil mi, dedim.
- Hayır, o vakit yeryüzünde bir tek insan bile kalmazdı. Sabrı ve hayatı besleyen ölümün ta kendisidir..."
". Doğru ya, ağladığının görülmesi için evvela görecek biri lazımdı. Oysa kendisini gören yalnızca şu ahşap duvarlar, güçlü duvarlar,
kımıltısız duvarlar, duvarlar, duvarlar..."
"Dışarıya ne kadar çok konuşursam içimden o kadar susuyorum.."
Batsın o kibir ...
"İnsanın aciz yanını gizlemekteki bu hüneri, hüner de değil bu esnaf kabiliyeti aslında, ne zavallılıktı. İnsan zavallı görünmemek adına yapıyordu en büyük zavallılığı.
Dışarıdan bakana bütün görünmek adına, içini paramparça kılıyordu da yine de ödün vermiyordu bu kör kibrinden.."
Bu tam da ben .. çocukluğum..
"Sonraları sınıf kitaplığından aldığı Kemalettin Tuğcu kitapları yüzünden nemli gözleri görülmesin diye akşamları içeride, soğuk odada okumaya başlamıştı..."
Hemhal kelimesini çok severim.Cümlenin güzelliği!..
"Onu öyle çok sevdim ki, hemdert olmanın hemyara olmanın sükûnetini ben onda yaşadım..."
Mış gibi yapmak..
"Bugünden sonra dün olduğum insan olamazdım. İstesem olmuş gibi yapardım elbet, kendimi hoş görürdüm. İnsan gerçekten hoş görmez, hoş görmüş gibi yapar yalnızca.
Hoş gördüğünü içten içe hep yadırgar.."
Değil mi ama değil mi?..
"Aynı nehirde bir kez daha yıkanamamaktan falan değil tüm bunlar, yıkanmak için girdiğiniz nehrin sizi yıkmasından, darmaduman etmesinden, savurmasından, aklama paklama bahanesiyle taştan taşa vurup etinizi yumuşatmasından.."