Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilara Demirhan

Dilara Demirhan
@dilara_de
1 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara bunu öğretmemiz gerekiyordu. Yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakmamız, bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün, her saat sorgulanan birileri olarak düşünmemiz gerekirdi. Yanıtımızın konuşma ya da meditasyondan değil, doğru eylemden ve doğru yaşam biçiminden oluşması gerekiyordu. Nihai anlamda yaşam, sorunlara doğru çözümler bulmak ve yaşamın her birey için kesintisiz olarak koyduğu görevleri yerine getirme sorumluluğunu üstlenmek anlamına gelir.
Sayfa 93
Reklam
Mizah duygusu geliştirme ve olayları mizahi bir ışık altında görme çabası, yaşama sanatında ustalaşırken öğrenilen bir hiledir. Her an her yerde acı bulunmasına karşın, bir toplama kampında bile yaşama sanatını uygulamak olasıdır. Bir benzetme yapacak olursak, bir insanın acı çekmesi boş bir odadaki gazın davranışına benzer. Boş bir odaya belli bir miktarda gaz verildiği zaman, oda ne kadar büyük olursa olsun gaz odanın tamamına yayılır. Ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun, acı da insanın ruhuna ve bilincine tamamen yayılır. Dolayısıyla insanın çektiği acının 'büyüklüğü' kesinlikle görecelidir.
Sayfa 60
Dünyada hiçbir şeyi kalmayan bir insanın, kısa bir an için de olsa, sevdiği insana ilişkin düşüncelerle ne kadar mutlu olabileceğini anladım. Tam bir yalnızlık konumunda, insan kendini olumlu eylemle dile getiremediği, çektiği acılara doğru bir tavırla -onurlu bir tavırla- katlanmaktan başka yapacak hiçbir şeyi olmadığı zaman, sevdiği insana ilişkin içinde taşıdığı imgeye sevgiyle yoğunlaşarak doyuma ulaşabiliyordu.
Sayfa 54

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şimdi bize, insanı kabaca her şeye alışabilen bir varlık olarak tanımlayan Dostoyevski'nin sözlerinin doğru olup olmadığı sorulursa, cevabımız "Evet, insan her şeye alışabilir ama nasıl olduğunu bize sormayın" olacaktır.
Sayfa 34
Götürüp gömdüler Akaki Akakiyeviç'i ve Petersburg, kendinde böyle biri hiç yaşamamışçasına onsuz kaldı. Kimselerin korumadığı, kimselerin değer vermediği, sıradan bir sineği bile iğne ucuna geçirip mikroskop altında incelemeyi ihmal etmeyen doğa bilimcilerin bile dönüp bakmadığı Akaki Akakiyeviç, ömrünün en sonunda da olsa palto biçimine bürünmüş kutlu bir konuk, göz kamaştırıcı bir ışık olarak yoksul yaşamını aydınlığa boğan bir mutluluğu yaşadı ve sonra çarların, hükümdarların, tüm dünyaya egemen olanların başına gelen mutsuzluk onun da başına geldi, yıllarca kalemdeki arkadaşlarının alaylarına nasıl sessizce katlandıysa, öyle sessizce dünyasını değiştirdi.
Sayfa 174
Reklam
Sende yetenek var. Yetenek, Tanrı'nın insanoğluna en büyük armağanıdır: Onu koru, yok etme. Gördüğün her şeyi araştır, öğren, fırçana boyun eğmeleri için çalış; ama öte yandan her şeyin iç anlamını da kavra, yaratıcının her şeyde var olan yüce gizini... Bu gizi kavramış seçilmişlerden ol. Küçük, değersiz şey yoktur doğada. Gerçek yaratıcı ressam, küçük şeylerden de büyük yapıtlar çıkarabilir ortaya. Hor görülende, aşağılananda hor görülecek, aşağılanacak bir şey yoktur. Çünkü yaratıcının güzel ruhundan yayılan görünmez ışık iplikleri onlardan da geçer... ve o zaman da küçük görülen, yüce bir anlam kazanmış olur. İnsan ilahi olandan, göksel olandan asla vazgeçmemelidir sanatta. Onu yüceltecek tek şey budur. O büyük huzur ve sükûn, dünya hayhuyundan, kargaşasından ne kadar yüceyse, yapmak da yıkmaktan o kadar yücedir; tek bir melek, o tertemiz, aydınlık ruhuyla şeytanın sayısız gücünden ve gururla sarmalanmış tutkularından ne kadar yüceyse, gerçek bir sanat yapıtı da, dünyada var olan her şeyden daha yüce, daha değerlidir. Neyin var, neyin yoksa onun uğruna feda et; onu her zaman tutkuyla sev: Dünya hırsı kokan bir tutkuyla değil, sessiz, dingin, huzur dolu ilahi bir tutkuyla! Bu ilahi tutku olmadan insan dünya üzerinde yükselemez ve insanlara huzur veren büyüleyici sesleri çıkaramaz. Çünkü yüce sanat yapıtının yeryüzüne inmesi, herkese huzur, sükûn vermek içindir. Onun ruhta yarattığı şey sızlanma değildir; çünkü ezgili dualar mırıldanarak sonsuzcasına Tanrı'ya doğru akan bir ırmaktır o.
Sayfa 139
Her yerden görülen bir şeyken dünya Sağa çekip ağaçları seyrettik.
Öyle kocalar vardır ki, karılarının aptallığından büyük sevinç duyarlar, bunu çocuksu bir safiyetin belirtisi gibi görürler. Ey güzellik, sen nelere kadirsin! Ruhsal yetersizlikler, kusurlar güzel bir kadında iticilik yaratmak şöyle dursun, ona ayrı bir çekicilik kazandırıyor. Ayıp diye nitelenen şey güzel bir kadında sevimli duruyor. Kadından güzelliği alın, kendisine sevgi değilse de saygı duyulmasını sağlayabilmek için kadının erkekten yirmi kat daha fazla akıllı olması gerektir.
Sayfa 37
Ah, ne kadar iğrençti şu gerçeklik denen şey! Düşlere neden hiç uymuyordu sanki?
Sayfa 22
Hangi baba, hangi öğretmen yaşamı yaşamaktan, yaşamla kendini pisletmekten, bizzat günahlara girmekten, bizzat o acı içkiyi içmekten, kendi yolunu kendisi bulmaktan alıkoyabildi Siddhartha’yı? Sanıyor musun ki, sevgili dostum, bu yolu yürümekten belki esirgenen biri olabilir? Sevgili oğlun bundan esirgenir sanıyorsun belki, çünkü onu seviyorsun, acı ve üzüntüden, düş kırıklıklarından esirgemek istiyorsun onu. Ne var ki, onun için tekrar tekrar ölüp dirilsen bile, yine de yazgısının en küçük bir paçasını koparıp alamazsın ondan.
Sayfa 124
Reklam