17, 18 ve özellikle de 19. yüzyılda “Din, halklar için bir uyuşturucudur.” diyen aydınlara hak vermek gerekir. Çünkü onlar, tarihte var olan bir dinden söz ediyorlardı. Tarihe egemen olan dine bakıp inceledikten sonra görmüşler ki din, gerçekten insanları uyuşturuyor.Dolayısıyla “Din, ekonomik ve sosyal bakımdan, azınlığın çoğunluk üzerinde tahakküm kurmasını sağlayan bir araçtır.” diyen bu kimselere hak vermek gerekir. Zaten feodal dönemde dinin görevi, statükoyu yani kölelik ve efendiliği korumaktı. Sadece feodal dönemde değil, şekli ne olursa olsun, yönetim ve ekonominin mevcut olduğu farklı toplumlarda her dönemde ve her sınıfta din, insanların fıtrî din duygularını istismar ederek statükoyu koruyan bir araç olmuştur. Bunun örnekleri pek çoktur. Tarihin herhangi bir dönemine baktığınızda dinin (şirk dininin-MKA) neler yaptığını görebilirsiniz. Bunun örneklerinden biri İran’dır.