“Ne kadar budalaca, diye düşünebilirsin- öğleden sonra ansızın, hiç ummadığım bir anda, nedenini bilmiyorum, başına bir şey gelmiş olabilir diye anlamsız bir korku nöbetine tutuldum. Sana telgraf çekmek istedim , yanına gelmek istedim ve saatler ilerleyip seni hâlâ göremeyince birbirimizi bir kez daha kaçırırız diye çılgına döndüm. Ama Tanrı’ya şükürler olsun, sonunda geldin işte…”