Geriye hiçbir şey kalmayacak senden; ne nüfus kütüğünde bir ad ne de belleklerde yaşayan bir anı. Geçmişten silindiğin gibi, gelecekten de silineceksin. Hiç var olmamış olacaksın!
Türk Tarihi, bilimsel olmayan bir tasnife göre, ikiye ayrılır: yakın tarihimiz, uzak tarihimiz. Aslında, bu iki tarihimiz de bize uzak kalmaktadır. Bizim öz yapımız, bu iki dönemin de dışında kalan ve “En Uzak Tarihimiz” diyebileceğimiz bir çağda tayin edilmiştir. Her ne kadar Etiler, Sümerler, Akadlar daha eski sayılırlarsa da, onların bizim için kalıcı özellikleri yoktur. Bu nedenle, bu kavim isimleri, sinema sahiplerinin ve berberlerin ilgisini çekmekten öteye gidememiştir.
Turgut bu yazıyı da okuyamadı. Kâğıdı elinde sallamaya başladı. Şarkısı yarıda kaldı; aklı da karıda kaldı. Kâğıdı çevirip arkasına baktı. Sık yazılmış satırlar... Ortasından okumaya başladı:
Çok İyi Bilinmesi Gereken Filozof ve Edebiyatçılar,
Satırlar, sayfanın ortasında küçük bir yere yazılmıştı:
Soren Kierkegaard
Oswald Spengler
Franz Kafka
Friedrich Nietszche
The Tragic Aspect