İbrahim Doğan
@doganibrahim
“Kralı gibiyim yağmurlu bir ülkenin,
Zengin, ama güçsüz, genç, yine de çok geçkin.” 
Charles Baudelaire
Meb - Mdr. Yrd.
Yüksek Lisans
İstanbul
20 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Şaşılacak bir dünyada yaşamaktı; öğrendik
şimdi külçeler yüklüyüz şaşılacak bir biçimde
külçeler yüklüyüz ve çıkmak istiyoruz yokuşu
Bir kitap okudu
160 syf.
·
Puan vermedi
Kanobos’tan bir adım uzakta olan biri, oradan yüz adım uzakta olan birinin de orada olmaması gibi, Kanabos’ta değildir. Nasıl ki yeni doğmuş bir enik henüz görmüyorsa, sekiz günlük olanda bu bakımdan aynıdır. Yine denizin yüzeyine yakın bir yerde dalan birinin aldığı nefes, beş yüz metre derinliğe dalının aldığından fazla değildir.
Okur Takip Önerileri
Erdem’in tamlığı, yani sürekli varlığı, onun bir anlık oluşundan ne daha fazla ne de daha iyidir: tıpkı çapını ölçmek için hangi aracı kullanırsak kullanalım, bir dairenin diğerinden daha yuvarlak olmayacağı ya da çizildiği tebeşirin silinmesi ile aniden ortaya kalkacak bir dairenin mükemmelliğinin ondan ayrılmayacak olması gibi.
Mutlu olmak erdemli, erdemli olmak makul, makul olmak doğayı izlemek ve doğayı izlemekte Tanrı’ya uymaktır.
Doğa tohumunun kaynağı olsa da hasadı toplamak bilgeye düşüyordu; doğa kıvılcım saçsa da ateşi tutuşturacak yel öğretimden geçiyordu.
…Öfkenin hiçbir koşulda bilgeyi harekete geçirmesi mümkün değildir. Zaten cehaletiyle kendine zarar veren birini görmek, bilgeyi ne için öfkelendirmelidir ki?
Bir kitap okudu
96 syf.
·
Puan vermedi
Her türden mutluluk ve mutsuzluk, yalnızca sevgiyle bağlandığımız nesnenin niteliğine bağlıdır.
Spinoza‘ya göre Yahudi karşıtlığını tetikleyen, tikellikleri ve asimile olmayı reddetmeleridir. Şöyle devam eder: “Milletlerin duyduğu bu nefretin Yahudilerin devamını sağladığı da tecrübenin gösterdiği bir şey.” Başka bir deyişle zülüm, Yahudilerdeki kimlik hissini güçlendirmiştir.
Dışsal itaat içsel manevi faaliyetten daha güçlüyse, demokraslerimiz zayıflama tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
Bilge insana düşen, yaşamdan faydalanıp haz almaktır. Ölçülü biçimde tüketeceği lezzetli yiyecek ve içeceklerle, ayrıca kokularla, yemyeşil bitkilerin; şık giysilerin, müziğin, spor oyunlarının, gösterilerin güzelliğiyle ve başkasına zarar vermeden herkesin yararlanabileceği diğer şeylerle kendini rahatlatmak ve güç toplamakta bilge insana yaraşır.
Sevinç, daha eksik bir halden daha eksiksiz bir hale geçiş, keder ise eksilmedir.
Spinoza, sıklıkla “en iyi olanı gördüğümüzü ama en kötüsünü yaptığımızı” hatırlatır.
“Varlığımızı korumamızda bize yararlı ya da zararlı olan, başka bir deyişle eyleme kudretimizi arttıran veya azaltan, ona yardımcı ya da mani olan şeylere iyi veya kötü deriz. O halde bir şeyin bize sevinç veya keder vermesine göre ona iyi veya kötü deriz.”