Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Soyu Osmanlı'ya dayanan İsyan Kitapder anlatımıyla verilen kitap akıcı bir dille yazılmış. İstanbul'da başlayan öykü Adana,Beyrut, Paris gibi çeşitli yerlerde geçiyor. Türk baba, Ermeni annenin çocuğu İsyan Yahudi bir kıza aşık oluyor. İsyan ve Clara'nın acı dolu ayrılışları okuyanı hüzne boğarken sayfalar akıp gidiyor. Savaşın acı yüzü bir kez daha ortaya çıkıyor.
" Hem zaten geleceği kuran geçmişe dönük özlemlerimiz değil mi?"
" Orada sıkılıyor muydum? Kesinlikle hayır. İnsan özlemini çektiği sevinçlere ulaşamadığı zaman sıkılır."
"Bazıları geleceğe olan inançlarını kaybetmedikleri için sabrederler. Bazıları işi bitirmeye cesaret edemediklerinden. Korkaklık hiç kuşkusuz hor görülesi bir şey ama gene de yaşamın düzenine dahil, tıpkı boyun eğmek gibi o da hayatta kalmanın bir aracı."
Yazarın Semerkant kitabını okumak için sabırsızlanıyorum
Kitabın dili o kadar güzel,sade,akıcı ve doyurucu ki çok beğendim.
Yazarın başka bir kitabını okumuştum ama onu beğenmemiştim.
Ama "Doğu'nun Limanları " en sevdiklerim arasına girdi bile.
Ah İsyan.
Bazı kitaplar vardır gelip kalbinize yerleşen her adını duyduğunuzda bir "ah!" dediğiniz. Bu kitap onlardan işte. Amin Maalouf ayrılığın acısını öyle güzel hissetirmiş ki. Sanki incecik bir kitap değil bir hayat yaşadım okurken.. Ne uzun geldi... Ah İsyan! Gerçek misin kurgu musun bilemiyorum ama ne gerçekti acın. Eğer gerçeksen ben okurken bile yılların altında ezilmiş hissettiysem senin bir günün sana kaç yıl gibi geçti kim bilir...
Nereden başlasam... Harika bir kitap. Tarihle iç-içe bir sevdanın hikayesi bu kadar mı güzel anlatılır...
Amin Maalouf bu coğrafya insanını öyle güzel analiz etmiş ki, hem duygusal, hem siyasal hem de inanç dünyasını çok iyi biliyor.. Bütün bunların ötesinde bunu çok güzel hikâyelestiriyor ve kaleme alıyor. Maalouf'un en iyisi Semerkant belki de ama bu kitap bende ayrı yer etti. Hem biranönce sonunu öğrenmeyi hem de hiç bitmemesini istedim.
Kitabın çevirmeni Saadet Özen'e teşekkür etmeden olmaz. Bu muhteşem çeviri, bu harika kelime seçimleri için bol bol teşekkürler. Çok yakın bir kitap kurdu dostum ile yaptığımız sohbetlerde hep konuştuğumuz gibi, çevirmenler adeta kitabı baştan yazıyorlar...
Harikaydı. Kesinlikle bir kelimeyle tanımlamam istense böyle derdim. Çok duygusaldı. Hatta kitabı bitirdiğim an gözlerim doldu. Bu yıl okuduğum en iyi kitap olabilir.
Biraz içeriğinden bahsedeyim sizlere. Kitap, tarihi bir roman. Baş karakterimiz de, yıllarca tahtta hüküm sürmüş bir ailenin torunu. Adı İsyan. Neden İsyan? Çünkü babası, oğlunun her zaman bir devrimci olmasını istemiş. Oğlunu hep bu umutla büyütmüş. Ne yazık ki İsyan, devrimci olmak istemiyormuş. O tıp okuyup doktor olmak istiyormuş. Bunun için Fransa’ya gidiyor ve tıp okumaya başlıyor. Başlıyor başlamasına ancak olaylar pek de onun istediği gibi gelişmiyor. İsyan, Fransa’dayken 2. Dünya Savaşı başlıyor. Bir anda Direniş denen bir örgütün içinde buluyor kendini. Ve İsyan’ın hayatı bu noktada yön değiştiriyor.
Konusu hakkında daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Çünkü eğer verirsem kitabın tüm olayı kaçabilir. Kitabın diliyle ilgili düşüncelerimi belirteyim. Akıcı. Normalde sıkılırım diye düşünmüştüm. Önyargılıydım. Ama asla beklediğim gibi olmadı. Kitabı elimden bırakmak istemedim.
Çok farklı duygular hissettirdi bana. Bazı yerlerde gururlandım İsyan’la. Bazen sinirlendim, bazen acıdım. Bittiğinde nasıl tepki vereceğimi şaşırdım. Aslında beklenmedik bir son değildi. Tepkime karar verememem bundan dolayı değil. Sadece olayları İsyan’ın ve yazarın bakış açısından düşünüp arada kaldım.
Çok güzel bir kitaptı. Kesinlikle alın ve okuyun. Savaşın gaddarlığını, gerçek sevgiyi, aileyi, dostluğu bulabileceğiniz, içinizi ısıtıcak sımsıcak bir tarihi roman.
Amin Maalouf’u daha önce duymuş ve okumak istemiştim ama sanırım bana kalsa okumaya Semerkant ile başlardım. Annemin çok beğendiğini söyleyerek bana hediye ettiği bu kitap önce annem hediye ettiği için sonra da öyküsüyle özel bir kitap oldu. Fazlasıyla duygulandım, etkilendim ve üzüldüm. Kitaptaki hal beni de kısa sürede sardı ve içine aldı.. Oldukça sürükleyici ve etkileyici bir kitap sadece bazı noktalarda kopukluk yaşadım özellikle hikayenin başlangıcı yani Bakü’nün hayat hikayesini anlatmaya başlamasını biraz zayıf buldum ama kesinlikle okunmaya değerdi. Tavsiye ettim buyurun :)
Çok dolu dolu bir kitap.Belki sayfa sayısı olarak kalın bir kitap değil ama nice kitaptan daha çok bilgi daha çok olay sığdırmış içine bu kitap. Etkisi altına alıyor okuyucu direk zaten yazarın kalemi çok güçlü akıcı bir dille yazılmış kitabın nasıl bittiğini anlamıyor insan ve en önemlisi keş ki bitmeseydi biraz daha devam etseydi diyorsunuz.
Yazarın kitaplarının akıcı olduğunu duymuştum ama bu kadarını beklemiyordum. Son bir bolum daha okuyup bırakacağım dedim kitabı bitirince durabildim. "Semerkant" en çok okunan, beğenilen kitabıymış okumak için sabırsızlanıyorum.
Amin Maalouf ile tanışmamı sağlayan kitabı. Aslında Semerkant ile bu serüvene başlamak istiyordum ama kitabı aradığım sahafta kalmamıştı, benimde gözüme Doğu’nun Limanları çarpmıştı kitap sanki hadi gel beni oku der gibiydi. Konunun Adana’da başladığını görmemle düşünmeden almam bir oldu, ki iyi ki olmuş. Amin Maalouf’u tanımak için çok güzel bir eser. Dili yalın, açık ve oldukça akıcı… Altı çizilecek bir sürü cümlelerle harmanlanmış, doğunun gerçeklerini, tarihi, dostlukları, acıyı, aileyi birebir kitabın baş karakteri İsyan tarafından (Adı bile özetliyor birçok şeyi) anlatılmasına tanıklık ediyorsunuz. Gittikçe yabacılaşan, düşmanlaşan milletlerin arasında tüm gücüyle Müslüman – Ermeni – Yahudi harmanlaması ile oluşan bir aile.. Kitabın akıcılığından bahsettiğim gibi her geçen sayfada duygularınız da o akıcılıkla eş değerde ilerliyor. Kitabı bitirdiğimde kitaba bakarak uzaklara dalarak nice İsyan gibi olan aileleri, acıları, sevdaları düşünmeden alamadım… İçimde yaşadığım duygu geçişleri bir an beni hapsetti.. Okunması gereken çok değerli bir eserdi.
184 syf.
9/10 puan verdi
Yazarın okuduğum ilk kitabı Doğu'nun Limanları. Yazarı çok fazla merak ediyordum ve bir kitabıyla açılışı yapmak istedim. Kütüphanede gözüme bu kitabı çarptı. Ve konusunu okuyunca merakım arttı ve kitabı aldım. Kitabı burada uzun bir süre okumuş gibi görünsem de aslında kısa bir sürede bitirdim. Sadece yorum girebilmek için buraya güncellemeyi geç yaptım.
Yazarın kurgusuna bayıldım. Zamanlar arasındaki geçişler çok ustaca yapılmıştı. Hatta o zaman geçişlerini çok beğendim. Karakterlerin bu sayede okuyucuyla daha fazla bütünleştiğini düşünüyorum. Konu zaten en baştan ilgimi çektiği için öve öve bitiremeyecekmişim gibi geliyor.
Kitap çok akıcıydı. Elime ilk aldığımda bir süre sonra uykunun pençelerine düşmesem sanırım aynı gün bitirebileceğim türde sayılı eserlerden biriydi. Bu bilince varınca ertesi gün kitabı yavaş yavaş sindirerek okumaya çalıştım. Ama ona rağmen elliden fazla sayfa okudum ve kitap su gibi aktı gitti.
Yazara doğru bir kitapla başladığımı düşünüyorum. Sıradaki kitabım hangisi olsa diye beni düşündürmeye bile başladı.
Sadece sonunu okuyucuya bıraktığı için bir puan kırıyorum. Çünkü mutsuz sonlar sevmem ama mutlu sonları da hayal edemem. O yüzden sonu okuyucuya bırakılan kitaplar beni üzüyor.
Bu kitabı mutlaka okuyun, okutun.