Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bunun normali, dualite...
Günümüzde kendisi ve yaptıklarıyla tek yanlı ve olumlu bir ilişki kurabilen herkesin anormal olduğu söylenebilir. Bu tamamen egemenlik altına, denetim altına alınmış (tamamıyla normalleştiril­miş) bir insandır. Bunlar çok sayıda olup ikili ve içinden çıkılamayan düşünceleri kafalarından sile­rek gerçekliğe, kendi ürettikleri gerçekliğe inanan insanlardır. (...) Zira ikilik ne unutulabilir ne de yok edilebilir. Oyunun kuralı ikiliktir. O bir tür şeylerin kesinlikle tersine çevrilmesini sağlayan karşı çıkılması ola­naksız sözleşme kuralıdır.
İnsanın mizaç ve kişilik boyutu; aslında her türlü eksikliğin ve ikiliğin ötesindeki özün; ikilik/dualite ve sınırlı varoluş düzlemindeki bir yansımasıdır.
Sayfa 399Kitabı okudu
Reklam
"Kıskançlık... Ne tuhaf bir duygu. İstisnasız tüm insanların hissettiği ama diğerleri görmesin diye üzerini örttüğü karanlık yanı. Tıpkı tüm hayatın üzerine kurulduğu dualite (zıtlık) gibi insan da bu ikilik üzerine kuruluydu. İyi ve kötü. Karanlık ve aydınlık. "
Sayfa 64 - İnkılap kitabeviKitabı okudu
İkilik (dualite)
...insanoğlu her zaman örnek aldığı modelin hem başarılı hem de başarısız olabilmesi için elinden geleni yapar. Burada da bir kusur, sapkınlık ya da ölüm içtepisinden söz etmeye gerek yoktur. İnsana bu karşıtlık üstüne oturan enerjiyi kazandıran şey doğuştan itibaren sahip olunan ikiliktir.
Sayfa 34 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Birinin ( talebenin, talep edenin ) iyi yetişmesini istiyorsan , Önce Seveceksin, sonra onun sevmesini sağlayacaksın ! Önce Araştıracaksın, sonra Araştırmasını sağlayacaksın ! Önce Anlatacaksın, sonra anlatmasını sağlayacaksın ! Önce öğreteceksin, sonra öğretmesini sağlayacaksın ! Hem talebe olacak , hem muallim ! Hem o , hem o ! Bu
Kim bu ben?
“Kim bu Ben? Kim gerçekten biliyor ki kim olduğunu? Gerçekte olduğu ve olmak istediği kişiler bu kadar farklı iken... İnsan kim olduğu zannı üzere yaşar hayatını. Kim olduğundan çok kim olmaya çalıştığı ya da başkalarının zihnindeki yorumlar ile tanımlar, ‘ BEN’ dediği kişiyi. Dışarıdaki her şey, ‘BEN’ algısının bir ifadesidir aslında. ‘Düalite’ ikiliktir, ikilik yaratır. İkilik de her zaman çatışma... Yaratılmış her şey ‘Teklik’ bilincine aitken, düalite kıyaslar, ispatlar, rekabet eder. İkilik olan yerde huzur yoktur! Düşünce, değiştirme ve dönüştürme gücü olan bir enerji formudur. Enerji bölündüğünde zayıflar, eyleme dönüşemez. Ancak, bir tek şeyi düşünür ve düşündüğümüz şeye inanırsak, işte o zaman ikilik ortadan kalkar. ‘Bir’ olur, ‘Bütün’ olur, ‘Tam’ hissederiz.”
Sayfa 3 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Okumalarım seyretmelerim ister kitap ister film dizi ister Kur'an ı kerim olsun, hepsi benimle konuşuyor, mutlaka bana yaşadığım hayatı algılarken ya da hayata ve veya Yaratana sorduğum sorulara her durumda mutlaka bir cevap geliyor, okuduklarımı yaşamak zor zanaat zira ortam müsait değil ama özellikle ontolojik tesbitler hayaller alemine
" Ben" dediğimizde bir ' ikilik' ortaya koymuş oluyoruz. " Ben " varsa başka bir şey de olmak zorunda. Fakat tasavvufi açıdan bizler tevhid yolcularıyız ve vahdete ermenin önündeki en büyük engellerden biri de kuvvetli bir düalite-ikilik duygusudur. Kim kolay kolay "ben"den geçebilir ki? " Kendiliğimizden" geçmek istemiyoruz; kişilik duygumuza korkunç bir şekilde bağlıyız. Bu bağlılık bizleri kendimizde en derinlerde yaşayabileceğimiz manevi hallerden geri bırakıyor, zira ayrı-gayrı bir varlık/benlik olduğumuz vehmi ancak yaşanan bu manevi hallerde eriyip çözülür. Eski meslektaşlarımdan biri şöyle bir yorum yapmıştı, " Herkes yaratıcıya talip, ama âdeta tevhidden uzak kalabilmek için şeytanlar gibi birbirlerini yiyorlar ".
40 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.