Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

sude

Örneğin boşlukta kayma (ya da düşme) düşleri vardır. En yaygın düş olaylarından biridir bu ve hemen herkesin başından geçmiştir. Hocamın açıkladığına göre ırksal bir anıymış bu. O pek uzaktan akraba olduğumuz Ağaç- Adamları'ndan kalmaymış. Ağaçlarda yaşayan bu yarı-insanlar için yüksekten düşme tehlikesi çok büyük ve somut bir korkuymuş.
Reklam
“Önemi yok.” Tam tersine, çok önemliydi. Öyle üzgündüm ki, o kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım ki, o an ölmeyi istedim.
Yaşamın doruğunu belirleyen ve artık onun ötesinde yaşamın daha da yükselmeyeceği bir kendinden geçme vardı. Bu kendinden geçme kişinin en canlı olduğu andı. Bu kendini kaybetme, bu yaşantı unutkanlığı benliğinden sıyrılıp bir alev tabakasına dalan sanatçıya; bombalanmış bir alanda savaş çılgınlığına kapılan ve düşmana aman vermeyen askere gelir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nefret biriken bir kalbe, söz ne kadar acıklı söylenirse o kadar sahte görünmesi tabiîdir.
Sayfa 123Kitabı okudu
Abdullah Efendi'nin kötülük seviyesi
Sihir yapanlar sen dururken niçin şeytandan medet umarlar bilemem.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Masumluktan uzak bir sevginin, son vermeye kalkışılınca şefkatsiz bir kine dönüşmesi tabiîdir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Namık Kemal'e göre kadınlara göre en can yakıcı durum
Kadınlara göre en can yakıcı durum, bir rakibin üstünlük kuvvetiyle yenilmektir. Özellikle rakip kahrına uğrayan kadında güzellikten başka bir üstünlük kaynağı olmaya!
Sayfa 125Kitabı okudu
Ali Bey'in annesi Fatma Hanım
Şeytana üstün gelmek için melekten yardım istemek gerekliliği gibi kötü yola düşüren bir güzelliğin tesirlerini olsa olsa masumiyet rengiyle süslenmiş bir güzellik etkisiz hale getirebilir.
Ali, Mahpeyker'e beddua ediyor
Allah o mel'unenin yüz bin türlü belâsını versin! Doğmadan gebermiş olsaydı şeytan kuvvetli bir yardımcıdan mahrum kalırdı!
Sayfa 119Kitabı okudu
Mahpeyker'in lâyıkıyla bildiği o nükte
Şiddetli üzüntülere yine şiddetli üzüntülerle üstün gelinir.
Reklam
Mahpeyker
Bir güzeli severdi, fakat yılan bir çiçeği nasıl severse bu da öyle severdi; bir adamı nasıl sararsa bu da öyle sarmak isterdi!... Mezar, vücudu nasıl kucaklarsa bu da öyle kucaklamaya çalışırdı; nasıl kucakladığına dünya yüzü göstermezse bu da öyle yalnız kendisine has kılmak arzusunda bulunurdu.
Ben sana rehber değil, ancak yoldaş olabilirdim, fakat yolu ikimiz de bilmiyorduk ve birbirimize yük olmaktan, birbirimizi şaşırtmaktan başka bir şey elimizden gelmiyordu.
Sayfa 229 - Macide
O sağlam; değişmez, çelik irade. Bir gün bana ölüm kavanozu dediği şeyi göstermişti. Onun içinde tutsağım ben. Kanatlarım cama çarpıyor. Dışarıyı görebildiğim için hâlâ kaçabileceğimi sanıyorum. Umut besliyorum. Ama hepsi bir yanılsama. Kalın, yuvarlak bir cam duvar.
Şirazlı Sadi'nin insan tarifi
“Yek katre-i hunest ve hezar endişe”, yani “Bir damla kan ve bin endişe.” İşte unutmayı başaramayan insanın trajedisi bu sözlerde gizliydi. Ömrünü endişeyle tamamlamaya ve sürekli acı çekmeye mahkûm olan bir zavallı ruh.
Sayfa 143Kitabı okudu
Sıra sıra kelebekler arasındaki bir örnekten başka bir şey değilim. Hizayı bozduğum zaman bana karşı kin besliyor. Ölü olmam gerekiyor; iğnelenmiş, hiç değişmeyen, sürekli güzel. Güzelliğimin kısmen canlı olmamdan kaynaklandığını biliyor, ama ölü beni istiyor. Beni canlı ama ölü arzuluyor.