Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Tiyatro İçin Büyük Organon
Tiyatro meraklıları ya da bir şekilde işin mutfağında olanlar için türkçedeki en iyi kaynaklardan biri diyebilirim, hatta en iyisi derdim de Sevda Şener adına ukalalık yapmayı istemediğimden o iddayı dile getirmiyorum. Türkçede Özdemir Nutku, Yılmaz Arıkan gibi tiyatro konusunda kalem oynatan yazarlar mevcut. Özdemir Nutku işin tarihine hakim ve
Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi
Dünden Bugüne Tiyatro DüşüncesiSevda Şener · Dost Kitabevi · 2015142 okunma
Reklam
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Müthiş Bir Tarih Kitabı.
4 sene boyunca göreceğim kuramsal eğitimin temeli niteliğinde bir kitap. Antik Yunan'da Tiyatro Düşüncesi hakkında fikir sahibi olmak için başlamıştım kitaba ama bırakamadım. Müthiş bir zevk verdi kitap. Sanki roman okurmuş gibi okudum. Araştırmalarımda yararlanacağım en birinci kaynak olacağı kesin. Tiyatro tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteyem herkese tavsiyemdir.
Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi
Dünden Bugüne Tiyatro DüşüncesiSevda Şener · Dost Kitabevi · 2015142 okunma
İnsan, varlığın korkunç saçmalığını bir kez kavradı mı, günlük gerçekleri doğanın gerçeği açısından gördü mü harekete geçmek istemez(Hamlet), adeta felce uğramıştır(Ophelia).
Antik Yunan uygarlığının İ.Ö. V. ve IV. yüzyıllarını kapsayan Klasik Çağı, sanat ve kültür açısından en parlak dönemi olmuştur. Tragedya ve komedya türünde en büyük yapıların yazılması bu döneme rastlar.
Sayfa 16
Tragedya ve komedyanın doğuşu
Tragedyanın, Antik Yunan uygarlığının Arkaik Çağı sayılan İ.Ö. VII. ve VI. yüzyıllarda Tanrı Dionysos onuruna yapılan törenlerde söylenen dithirambos şarkılarından doğduğu varsayılmaktadır. Bu koro şarkılarını söyleyenler, Dionysos’un kutsal hayvanı olan teke kılığına giriyor, şarkılar söylüyor, kaba saba danslar yapıyorlardı. Giderek belli biçim kalıplarına göre yazılmaya ve şiirsel bir nitelik kazanmaya başlayan bu koro şarkılarına bir de konuşan kişi hipokrites (yanıt veren) eklenince tiyatronun dialog çekirdeği oluşmuş oldu. Yunanca teke anlamına gelen tragos sözcüğü ile şarkı anlamına gelen aoide sözcüğünün birleşmesi ile bu konuşmalı şarkı tragoidia (tragedya) adını aldı ve dinsel törenin bir parçası olmaktan çıkıp bir sanat gösterisine dönüştü. Komedyanın Dionysos için düzenlenen bağbozumu törenlerinden doğduğu varsayılır. Bolluğu, üremeyi kutsayan ve köylerde yapılan halk geçit törenlerine komos deniliyordu. Komedya, bu eğlenceli geçit törenlerinde yapılan açık saçık taklitlerin düzenli bir biçim kazanmasıyla oluşmuştur.
Sayfa 17
Reklam
ATİNA
İşte, biçimsel olarak demokratik olan, fakat eski çağların inançlarını ve ahlak ölçülerini de bir ölçüde yaşatan toplumun iç çelişkisi, tragedyaların çatışan güçlerini oluşturmuş, trajik olan, bu dengeli karşıtlıktan doğmuştur.
Sayfa 18
Platon tiyatroya da olumlu bakmamış. Püü.
Şiir, musiki ve resim sanatlarında eğitim görmüş olduğu halde Sokrates’in öğrencisi olup felsefeye bağlanınca sanat uğraşından vazgeçen Platon, şiiri, halk üzerindeki büyük etkisi açısından tehlikeli buluyordu.
Sayfa 18
Platon’a göre.
Şiir-okuyanların iyi konuşmalarını sağlayan yetenek tanrıdan gelmektedir, bilinçli bir çabadan değil. Şairler için de aynı şey söylenebilir. Onları da esinleyen, kendi sanatları değil, sanat perileri olan Musa’lardır. Şairlerin aklı başında olmaz yazarlarken. Onlar tanrısal esinle esriktirler. Tanrının sözü, şairler aracılığı ile insanlara iletilir. Şairler, yalnızca çeviricidirler.
Sayfa 19
Müzik insanın ruhunu yansıtır. Müzikte, insanın ruhsal özellikleri bulunur. Onun için kişi müzik dinlerken onda kendini bulur.
Sayfa 24
Reklam
Platon’un tersine.
Aristoteles, sanata ahlak eğiticiliği görevi yüklememekle beraber, sanat yapıtının toplumun değer yargılarına ters düşmemesi gerektiğine de değinmiştir.
Sayfa 26
Sanatçı, gerçekleri, olduğu gibi, bilindiği, inanıldığı gibi, istendiği gibi taklit eder. “Nasıl olması gerekiyorsa" ifadesi, şairin düzeltici ve mükemmelleştirici işlevini göstermektedir. Sophokles’in oyunları, gerçeğe uymuyor diye eleştirilecek olursa, ona verilecek yanıt, Sophokles’in, insanları olması gerektiği gibi anlattığıdır.
Sayfa 30
Olayların “ironik” (tersinlemeli) bir anlam taşıması, Antik Yunan tragedyalarında çokça rastlanan bir anlatım ustalığıdır. İronik olay veya durum, görünen gerçeğin ötesinde, gizli anlamları anıştırması ile öykünün anlamını zenginleştirir. Seyircinin bu gizli gerçeği, baş oyun kişisinden önce fark etmesi, buna karşın, oyun kişisinin bilmezlik içinde hatasını sürdürmesi ve yıkımını hazırlaması seyirciye bir anlayış üstünlüğü verir. İronik anlatım, seyircinin düşüncesini kurcalayan bir anlatım hüneridir.
Sayfa 35
böyle analiz yapmak harika değil mi
Tragedya kahramanının seyircide istenen etkiyi yaratabilmesi, aynı zamanda seyircinin ahlak duygusuna ters düşmemesi için belli koşullara uyması gerekir. Eğer tragedyanın kaçınılmaz gelişimi içinde, mutluluktan yıkıma sürüklenen kişi çok erdemli ise, böyle erdemli bir kişinin yıkımı, seyircide korku ve acıma değil, öfke uyandırır. Öte yandan kötü bir kişinin yıkımı da seyirciyi çok etkilemez. Seyirci bunu doğal karşılar ve hakkın yerine geldiğini düşünür. Tersine, eğer kötü bir kişi mutluluğa erişirse, bu durum seyircinin adalet duygusunu çok incitir ve trajik etki yaratmaz. Onun için tragedyada karakterin ne çok iyi, ne çok kötü olmaması, bu iki tipin ortasında bulunması en iyi yoldur.
Sayfa 37
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.