Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Catherina CAMUS
"KGB tarafından mı öldürüldü? Bilmiyorum ve bilmekte istemiyorum. O benim babamdı ve onu kaybettim, söylenecek başka bir şey yok. Benden koparılmış olması zaten yeterince üzücü. Bunun bir de bilerek yapıldığı düşüncesi iyice katlanılmaz oluyor. Sonuç hep aynı, o öldü."
Sayfa 8
Acıyla geçen bir hayat en büyük ayaklanmadır. İntiharsa 'en müfrit kabulleniş' tir.
Sayfa 14
Reklam
“Akademik hırsızlık”: Türkiye’nin intihal tablosu
Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, yüksek lisans ve doktora tezlerinin yüzde 34’ünde “ağır intihal” yani bilimsel hırsızlık yapıldığını ortaya koydu. Vakıf üniversitelerinde intihal oranı yüzde 46 seviyesine çıkarken kamu üniversitelerinde bu oran yüzde 31 oldu. Bilimsel çalışmaların “orjinal” olup olmadığını gösteren benzerlik
Albert Camus
Çağdaş felsefenin soğuk materyalizmiyle yaşama deneyiminin sıcak neşesi. Absürtlüğün arkasındaki yol çok yakındı. Bu durumun, üstünlüğü ya da soyut mutlak değerleri sahiplenmekle ilgisi yoktu, tersine, doğrudan tadı çıkarılan yaşantıya duyulan güvendi. Bu yolu, “Bir ışığa doğru uzanan, bin yıllardır insanların acı çekerken bile yaşamı selamlamayı öğrendiği ve benim de içine doğduğum içgüdüsel sadakat” şeklinde tanımlamıştı. Hayatın hem zevklerini hem de acılarını kutlamak. Basit bir “evet” ya da basit bir “hayır”ı kabul etmemek. Onun yerine, “hayır”a da yer bırakan birleştirici bir “evet” aramak. Camus için her şeyin kalbinde, Eshilos’un da merkeze koyduğunu düşündüğü şey, GİZEM vardı, anlamsızlık değil. Gizemi akıldan çıkarmadan, içinde “hayır” bulunan bir “evet”i dile getirmek kolay değildir. Camus’ün romanları, bu gayretin farklı boyutlarını araştırmaktadır.
Sayfa 6 - DüşünbilKitabı okudu
Albert Camus
CATHERİNE CAMUS, konuşmamızda sözü durmadan babasına getiriyor. “ Çok yakışıklıydı, önemsiz şeylere canı sıkılmazdı; günümüzde buna ‘cool’ deniyor... Yanlış bir şey yaptığımızda bizi hiç cezalandırmazdı. Her zaman, neden öyle bir şey yaptığımızı ve bunu yaparken ne düşündüğümüzü sorardı. Bu durum bir çocuk için karmaşık sayılabilir, tokat atmak belki daha kolay olurdu. Fakat o böyle yapmazdı. Ondan bana kalan, yaşama ve diğer insanlara karşı duyduğu sevgidir. 53 yıl boyunca, ölümünün acısını çektim. Her gün onu düşünüyordum. Para yarışı, tüketimcilik ve başkalarının acısını umursamamanın hakim olduğu günümüz dünyası hakkında ne düşünürdü bilmiyorum. Onun adına konuşamam, fakat biliyorum ki yazdığı şeyler hâlâ geçerliliğini koruyor ve günümüz insanına hitap ediyor.”
Sayfa 9 - DüşünbilKitabı okudu
Varoluşsal bir tepki olarak KAYGI
Hiçbir çaba, tarih boyunca insanları “olan”a yöneltmeye yetmemiştir. Her daim “olmasını istediği” şeye meyleder fütursuzca. Var olma bilinci yok olma kaygısıyla buluşur, kendi var oluşunu diğer tüm soyut ve somut şeylerden öncüller. Pratikte, öncülleyen bilinç gibi görünse de, aslında tamamen bilinçdışına ait bir gereksinmedir.
Sayfa 10 - DüşünbilKitabı okudu
Reklam
Kaygı
“Kendimi yaptıklarım yoluyla yaratırım,” der Sartre. Rasyonel olan her durumda bu önerme kesindir. Çünkü kaygı, yaşamsal döngünün tüm yollarına nedensellik getirir. Zemin tamamen kaygı etrafında şekillenir. Bir diğer şekilde ifade edecek olursak, kaygı hayatın prospektüsüdür.
Sayfa 10 - DüşünbilKitabı okudu
Kaygı
Kaygı, kişinin kendi imkanları karşısında ortaya çıkar. Çünkü kaygı, insanın istediği şey olma bilincinde, yani kendi kendinin geleceği olma bilincinde meydana gelir. Kaygı, Tanrı karşısında duyulan bir korku değildir. Aşkınsal olandan daha eksik olma durumudur.
Sayfa 10 - DüşünbilKitabı okudu
Bilinç, kendi perspektifinde, her daim hazza odaklanmıştır. Bilişsel kodların hepsi bu şekilde oluşur ve yeri geldiğinde, çevrenin kendi varoluşu üzerindeki etkisini, kendi varlığından daha öncül hale getirir. Bu durum, esnek kaygı da diyebileceğimiz toplumsal kaygının en belirgin halidir.
DüşünbilKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.