( İkisi de aynı an da içeriye girer. Oldukça sinirli bir şekilde aynı anda hareket edip, aynı anda konuşur… )
Kair / Riak – Kahretsin!
Kair / Riak – Hep senin yüzünden!
Kair / Riak – Beni tekrar etmeyi bırak!
Kair / Riak – Lütfen…
( Biri konuşur diğeri sadece ağzını oynatır diğeri konuştuğunda… )
Kair – Tamam.
Riak – Bence
Ne diyorum biliyormusun? Allah'ın izniyle şu korona bittiği zaman önce kütüphaneye giderim almak istediğim kitaplar var elbet, ama ben kız kardeşlerimi özledim eskisi gibi dolaşırım aralarında.
Birde çok sevdiğim dostum seninle kaç yıl oldu görüşmeyeli 2-3 neyse bırak rakamları, sıkıca sarılalım biz senle.
Sonraa hani şu hababam da ki hocalar
Her şey güzel olacak...
Sadece biraz emek. Ya düşünsene bundan sadece 4-5 yıl sonra istediğin hayatı yaşıyor olabilirsin. Senin hayalinde yaşamak istediğin hayat nasıl bilemem ama benim ki beni fazlasıyla heyecanlandırıyor.Ya onu geçtim benim tutmam gereken sözlerim var. Benim ailem benden çok şey bekliyor onlar bugüne kadar beni bir şekilde
RABBİNİZ ERKEK ÇOCUKLARI SİZE ÖZEL KILDI DA, KENDİSİNE MELEKLERİ KIZ ÇOCUĞU MU EDİNDİ? GERÇEKTEN, SİZ ÇOK BÜYÜK SÖZ SÖYLÜYORSUNUZ. (İsra Suresi 40. Ayet)
Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere, romanın ana konusu İsra Suresi 40. Ayet’inde geçen, müşrikler tarafından hâşâ Allah’ın kızları olarak tanınan Lat, Uzza ve Menat isimli putlarla ve
- "Kişisel gelişim sektöründe atılan sloganlara, verilen içi boş mesajlara bakınca insan bir şeyin çok iyi farkına varıyor... Bu sektörde ekmek yiyenlerin tek amacı insanlara eksiklerini, kusurlarını unutturmak olmuş. Yani bir nevi illüzyon yaşatarak mutluluk oyunu oynatmak... O zaman biz de illüzyonun perde arkasına bir bakalım!
Slogan 1 -
Franz Kafka’nın okuduğum ilk kitabı, samimi olmak gerekirse 2 yıl önce yarım bıraktığım, 2 yıl aradan sonra anca tamamlayabildiğim bir kitap .
Kafka’nın 38 yaşındayken 24 yaşında ve evli olan Milenaya yazdığı mektuplardan oluşuyor . Bir adamın bir kadına değil, onun varlığına olan aşkı var aslında kitapta .
“Yanımda yürüyordun milena.
Düşünsene yanımda yürümüştün .
Düşünsenize yanında yürümesini bile inanılmaz gören, Milena’nın “ dolabı “ olmak isteyecek kadar kendinden vazgeçmiş bir adam Franz Kafka . .
Belki şu an böyle aşkların olmadığı düşüncesinden belki de mektupların çok akıcı olmamasından dolayı okurken zorlandığım bir kitap. Yinede aşka dair umut besleyen insanlara önerilir . Keyifli okumalar .
“ öğleden sonra da kalkmadım yataktan, yorgun değil, “ağır” dım yine. İkide bir bu ağır sözcüğünü kullanıyorum . Tam bana göre bir sözcük bu! Yerli yerinde , anlayabiliyor musun bilmem . . .