Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki Yine Gelirim
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler. Oysa ne kadar sakin bu
Ehline denk düşmeyen her şey ölür...
Kaktüsler çiçek açar🌼🌼 Toprağına denk düşen tohum filizlenir. Suyunu vermediğin çiçeğin kuruduğu gibi,çok su verdiğin çiçekler de içten çürür.. Sen kendi bahçeni kurmazsan ,bahar gelmez,Kimse çiçek ekmez bahçene... İnsan da böyle değil mi? Kötüler düzelir bazen zamanla sevgiyle. Ehline denk düşen gönüller mutlu olur yesermez mi aşkları Özünde
Reklam
Yetişkin hayatımın binbir derdine karşı kitaplardan bir duvar örmüştüm çevreme.Kitaplar,kitaplar ve daha çok kitaplar…
ömrümüz meçhullerden meçhullere akıyor saatler bizim değil kitaplar bizim değil bizim değil yaşamak bizim değil hiç bir şey kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim buna rağmen mutluluğa inanıyoruz. (Duvar, Attila İlhan)
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
İçinde kitaplar bulunmayan bir ev; yerlere ne kadar değerli halılarla kaplı duvarları ise ne kadar pahalı resim ve pahalı duvar kağıtları ile kaplanmış olursa olsun, yoksul bir evdir.
Reklam
Distopya anti ütopya anlamına gelen ütopik bir toplum anlayışının antitezini tanımlayan bir terimdir. Distopik bir toplum otoriter/totaliter bir devlet modeli veya baskıcı bir sistem altında karakterize edilir. Dys-Dis eki “Kötü, hastalıklı, anormal” anlamını taşır. Bu kategoride çok sayıda kitap ile film yer almaktadır. Bu yazıda andığımız türün
Önsöz Gibi
Otuz yaşımın olanca korkusuzluğu, yerinde duramazlığı ve sevinciyle oturuyordum söğütlerin altında. Çocuklar çakıltaşlarıyla, çığlık çığlığaydılar akan suda. Temmuz sıcağı tütüyordu. Harman sarıları, dizlerimdeki sayfalardan kalkıp, yamaçlara ağıyordu. Kırlangıçlar geçiyordu Ağlasun'un göklerinden. Dereboylarından bin renkli türküler
Ben mi yanlış anlıyorum arkadaşlar?
Allah rızası için birileri yanlış anlıyorsam.yardımcı olup düzeltsin!!!! Kitap ne için var? Okumak ne için var? İnsan ne için var? Okumak insanı/ kendini izole etmek midir? Okumak insanla arana duvar kurmak mıdır? Okumak insanın kendine ve hâliyle çevresine naif bir bakış, insancıl bir vasıf , empati yapabilme, çözüm sunabilme gücü katmıyorsa yazık değil midir onca zamana, paraya ve göze? Okuduğunuz ve felsefe edindiğiniz (!) güzel şeylerin verdiği dersi önce kendi yaşantınıza yerleştirmeniz gerekmez mi? Hiç kimsenin mükemmel olmadığını, yaşamın zamana, mekâna ve ruhunuzun hazır olmadığına bağlı olarak sizi pişireceğine neden inanmıyorsunuz? Neden Binbir özgürlük vurgusu yapıp sonra bir taş oyuğuna saklanmış kuşlar gibi kendinizi hapsediyorsunuz? Hani kitaplar kanatlarınızdı? YA HAKKINI VERİN, YA DÜRÜST OLUN! Onca söz/ alıntı/ paylaşılırken ve bunu yine özünde insan için yaparken sizi insandan bu denli soğutan nedir? ( Yine insandır diyeceksiniz bir kaçınız) Kendinize okuyun o vakit! Sizi veya okuduğunuz bir kitabı, paylaştığınız bir yorumu, bir şiiri eleştirmenlerine dahi tahammülünüz yok!!! Okumak niye o vakit! "İNANIN BANA, SOKAKTAN DAHA DAHA BERBAT DURUMDA BURASI" Asık yüzler yok belki ama, asık yüzlü paylaşımlar, mutsuz insanlar ve birbirine güvensiz bir topluluk var. Hani kitap ufkunuzu, hayata bakışı, insanın özüne inmeyi sağlardı! Bu çelişkiniz neyin nesi? İNSANDAN UZAKLAŞAN, KENDİNİ BULUR MU SANDINIZ?
421 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.