Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Duygu Tarakçı

Duygu Tarakçı
@duygutarakc
Ben Duygu, bir yandan iş hayatına alışmaya çalışan bir yandan da hayatının diğer alanlarında denge kurmaya çalışırken okuduklarımı ve fikirlerimi paylaşmak için buradayım!
Stajyer Avukat
Hukuk fakültesi
Denizli
Antalya
21 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
''Fransızların bir lafı vardır: 'İşlerdeğiştikçe aynı kalır' Bunda bir miktar doğruluk payı olduğunu kabul etmek lazım. Özellikle de toplum dediğimiz şeyi düşününce. Biz her ne kadar üstünkörü de olsa medeniyetin değiştiğini düşünsek de karanlık geçmişin ana hatlarında pek de değişen bir şey olmuyor. Ne yalan söyleyeyim artık gelişme diye bir kavrama inanmıyorum. İnsanın hayatta baş etmek zorunda olduklarına saygım var. Zaman zaman bunu başarma şekline de saygı duyuyorum. Yine de medenileşmiş gibi davranmaya başladığından beri pek az değişti. Aynı şey bizim toplumumuz için de söylenebilir. Bunlar benim hislerim tabi, yine de hazır itiraf etmişken tahmin etmiş olabileceğin gibi ben biraz iyimserim. Yani, iyimser gibi davranırım çünkü kötümserliğe kapılırsam hiçbir şey yapamıyorum. İnsan böyle karmaık zamanlarda çaresizliğe kapılıyor. Kontrol edilemeyen olaylar ve deneyimler yaşamak,anlamaya çalışmak ve eğer mümkünse bunları bir düzene koymak. Yine de insan küçük de olsa bir katkıda bulunabileceğini biliyorsa, bundan geri durmamalı. Çabadan vazgeçtiğimiz an insanlığımızı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız.''
Reklam
İnsan arada sırada nefes alıp yağmur yağacak mı diye gökyüzüne bakmak için kulübesinden dışarı çıkmaya alışkınsa tek başına karanlık bir hücrede kalmaya devam etmesi zor oluyor.
Zina, ''Aşkın çok kolay olmaması gerektiğine gönülden inanıyorum,'' diye cevap verdi ''Ama sanki hayatı ciddiye alanla, hatta belki biraz fazla ciddiye alanlar, duygu dünyalarında olan değişikliklere yanıt vermekte biraz yavaş kalıyor. Demek istediğim şu Yakov İvanoviç, insan çok korkaksa ya da böylesi iyi bir talihe sahip olduğuna inanmıyorsa aşkın rüzgarlı bir gökyüzündeki bulutlar gibi uçup gidivermesine izin vermesi mümkün.''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''Yanlış kitap yoktur. Asıl yanlış olan kitaplardan korkmaktır.''
''Bir daha asla herkesin hayran olduğu o güçlü Sarah Kohen olmayacaktı! Bir daha asla hiçbir şeyin yenemeyeceği o süper kahraman olmayacaktı. Sadece kendisi olacaktı. Sarah olacaktı. Hayatın darbesini yemiş, hırpalanmış bir kadın olarak bütün çatlaklarıyla, bütün yaralarıyla bütün hasarlarıyla yaşamaya devam edecekti. Artık onları saklamaya çalışmayacaktı. Önceki hayatı yalandı, bu sefer gerçek olacaktı...'
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
'' Sarah içinden 'aptal' diye geçirdi. Hasta olan o değildi. Asıl hasta olan ve tedavi edilmesi gereken toplumdu. Toplum zayıfları korumak, yanlarında olmak yerine tıpkı yaşlı filleri bir başlarına ölüme terk eden fil sürüleri gibi onlara arkasını dönüyordu.''
Sayfa 158Kitabı okudu
''Bu defaki hırsızlar iyi giyimliydi, hırsızlık yaptıkları hiçbir koşulda anlaşılmıyordu, hatta görünüşte gayet saygın kişilerdi. Parfüm kokulu, takım elbiseli, kravatlı, son derece şık bir şiddetti bu.''
Sayfa 139Kitabı okudu
'' Sarah'ın maruz kaldığı, daha yumuşak ve adı konulmamış bir şiddetti. Çok daha sinsi dolayısıyla ispati çok daha zor olan bir şiddet... Ancak tam anlamıyla gerçekti.''
Sayfa 136Kitabı okudu
''Kocasına bağımlı olmayı, altın bir kafeste yaşamayı reddediyordu. Sosyal statüsünü korumak adına göstermelik bir hayat yaşamayı reddediyordu''
Sayfa 128Kitabı okudu
''Eğer köpekbalıkları arasında yüzüyorsanız kanamamanızda fayda vardı.''
Reklam
Senin anlayacağın gibi söyleyeyim, aynı kanala bakarsan aynı şeyi seyredersin Mihro. Değiştir kanalı.
Pikniğe gitmek için havanın düzelmesini, yola çıkmak için trafiğin toparlanmasını, şu sarı elbiseyi almak için indirim gününü, içmek için mahalleden birinin düğününü, sevdiğim kanalı açmak için annemin uyumasını, para kazanmak için Sevgi'nin gelip sütyen almasını, İskeleye inmek için akşam olmasını, mutlu olmak için senden haber beklemek istemiyorum.
Hayatının en kırılgan yerinde dururken bildiği tek güvenlik ağına yaslanmıştı: kendisine.
Bu mesaj hepimizin bir dolap beygiri gibi aynı çemberin içinde dolanıp durduğumuzu anlatıyor. Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır. Böylece hayvancığız aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz. Aslına bakarsan bizim de gözlerimizde tıpkı dolap beygirindeki gibi bağ vardır. Bu bağ çocukluğumuzun, aldığımız eğitimin, meslek edinmemizin, para kazanmamızın, aşık olmamızın, kendimizi başkalarına kabul ettirmemizin, başarılarımızın, başarısızlıklarımızın, sevinçlerimizin, hüzünlerimizin, her gün boğuşmak durumunda kaldığımız daha binlerce zorluğun görünmez, incecik zarlarından oluşur. Daha çocukluğumuzdan itibaren, biz farkına varmadan bu zarlar üst üste gelir, gözlerimizi kapatır, yaşamın bir kısır döngü olduğunu görmemizi engeller. Böylece tanıştığımız her insanın, karşılaştığımız her olayın, yaşadığımız her günün birbirinden farklı olduğunu düşünmeye başlarız.
“Eğer bir dış etken sizi üzerse duyduğunuz acı o şeyin kendisinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır.”
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.