Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güç neydi? Çok klasik bir soru. Bu hafta arkadaşlarıma hep bunu sordum. Biri dedi ki "güçlü olmak( çevre ve statü sahibi olup) insanların beni ezemeyeceği ve bunun gururu ile yaşayacağım bir hayatı açan kapı" dedi. Bir tanesi " acıyı kaldırabilmek" dedi. Bir tanesi direk "para" dedi. Bir tanesi ise "hayatımda
2048
Gittiğinden beri keşkeler birikti içimde yığınla. Karşılıklı çay içelim, Uzun uzun seyredelim su dağı Ve sen yine çıkıp geldiğinde bir yerlerden hani şaşırdığımda buz gibi kalmak değil, Kollarına atlamak istiyorum. Madem gittin, dönmeyide bilmelisin. Adamlar var giden ardında bırakan Bazıları kırık bir kalp, kimileri dipsiz acılar bırakıyor Kimileride kundağından çıkmamış bebekler gerisinde. Sen, peki sen? Kucağıma bir ülke bırakıp gittin öylece. Dönmelisin Ve bu sonsuz bekleyis bitmeli seninle Bütün dünya bir savaş olsada, Mutlu anılar çalmalısın bana hayattan. Sevgilim Seninle uyanmak istiyorum. Ve sevgilim demek istiyorum dolu dolu. Akşam iş çıkışından eve döner gibi gelmeni, Ve seni karşılamayı istiyorum. Ben hep, hep ben yazıyorum Beni duyuyor musun? Okuyor musun? Aşksa aşk, savaşsa savaş, sevişmekse sevişmek Ya da ölmek Seninle olsun istiyorum.
Reklam
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Görüyorum, gidiyorsun. Ardında çaresiz bir ben bırakıyorsun. Peki can çekişen kalbimin sesini duyuyor musun? Çaresiz. Biliyorum, hiç bir acı baki değil. Belki bir yıl sonra, Hepsi güzel bir hatıraydı diyeceğim, ve gülümseyeceğim. Çaresiz. Sol tarafıma batan o ağır yüklü acı, Senin bıraktığın, Olacak veya olmayacak. Bilemiyorum. Kestiremiyorum. Ama ben yine de gülümseyeceğim. Çaresiz. Kafamın içi uçurum. Atmak istiyorum o uçurumdan her şeyi, Herkesi, Sonra da kendimi. Atmak istiyorum. Yok etmek istiyorum, Beni o uçuruma sürükleyen ne varsa. Yok etmek istiyorum, Beni o çaresizliğe sürükleyen ne varsa.
Film
Geceye anlamlı bir film bırakalım. "Bizim Büyük Çaresizliğimiz" Ender ve Çetin iki arkadaş aynı kıza aşık olur.Çaresizliklerini bile dostluk çerçevesi içinde yaşarlar.Filmin en vurucu sahnesi ise Tindersticks'in "Let's Pretend" şarkısı çalarken Nihal şarkıyı dinlemez ve Ender'e yürümek istediğini söyler.Ender'de Çetine küçük bir not bırakır."Bu kız kemanları duymuyor Çetin!" Peki sen hayatın akıp giderken etrafındaki kemanları duyuyor musun?
Ayna
Kim olduğumu bilmiyorum. İnsanlara kendilerinin kim olduğunu göstermekten ibaretim. İnsanlar beni çok seviyor. İyi biri miyim o halde? Hayır. Beni ben olduğum için sevmiyorlar. İnsanlar bencil. İnsanlar beni kullanıyor. Herkes kendini beğenmiş. Aslında kendilerini seviyorlar. Onlara onları gösteriyorum. Bu yüzden beni seviyorlar. İşte. Benim
Reklam
kafamın içi sessiz çığlıklarla dolu.. peki ya sen bunları duyuyor musun ???
Umay Umay'a.
Dualarla düğüm attığın ipi düşünüyorum. Üç balkonlu adada, düğümlerini gevşek bıraktığın hani…  Seninleyken duaları düşünüyorum. Sallanarak duaları düşlüyorum. Dualara attığın düğümleri… Sonra beyaz bir oda… Sen, kırmızı radyo ve kırmızı bisiklet. Söz, sardunyalar yok, sadece beyaz güller var. Bir de altından tutulmuş kahve kupaları.  Aynı
84 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.