İsmiyle müsemma mı desek, yoksa Maussapant, Dağlarca'dan tut, Jung, hatta Roma İmparatoru Neron, E.E. Cummings'e ( Cummings şiirini, ismi gibi küçük harfle yazmayı seçmiştir, bunda direnmiştir) varıncağa değin Salah, bir dolu ironiler ve bu ironilere konu eylediği yazar ve yazar dışı kişicağızların hayatlarına, kitaplarına ilişkin yine o kendine has tarzı ve retoriğiyle bir denemeler toplamı armağan etmiş bizlere. Kitabı okurken adeta, hasbelkader tanıdığımız kimi yazarlar hakkında: ''Aaa!..Acaba Salah bunları kendi zihin imbidiğinden yeniden mi damıttı?'' diye düşünmeden edemiyorsunuz.Cümle kurarken seçtiği kimi alaturka sözcüklerle yarattığı kendine has cümle ambiyanslarıyla birlikte, demincek dediğim gibi, sevdiğimiz kimi tarihsel isimlerin hayatları ve hayatlarından daha fazlasını, Salah'ın adeta düzeyli ve edebi bir ''televole'' kıvamında verdiği bilgiler ve yaptığı ironilerle şekilleniyor kitap...
Mesela çiçek sevgisinden bahsettiği bir denemesinin girişini Chaplin'in annesiyle ilgili şu kikirikli paragrafla açmış: ''Chaplin'in annesi, parasızlıktan davulu yarılsa da, cumartesi oldu mu şebboy almadan eve gelmezmiş.''
Bu ve bunlar gibi bir dolu bahis ve bahislerden mütevellit Salah, okuyucusuyla adeta, arada gülmelerine es verip konuşur gibi bir kıvam yakalamış. Diğer denemelerine göre biraz daha girift, daha çok daldan dala, konudan konuya sıçrayışı seçmiş, pek de güzel etmiş.
Keyifli okumalar...