Geleceğe yönelik inancını yitirmiş bir tutsak mahvolmuştur. Geleceğe inancını yitirdiği için manevi dayanaklarını da yitirmiş ve kendisini çöküşe bırakarak zihinsel ve fiziksel çürümenin nesnesi olmuştur.
Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz, şey hayata yönelik tutumumuzun değişmesidir. Kendimizin de bunu öğrenmesi ve dahası umutsuz insanlara hayattan ne beklediğimizin önemi olmadığını, önemli olanın hayatın bizden ne beklediği olduğunu öğretmemiz gerekir. Hayatın anlamını sorup durmak yerine, kendimizi her gün ve her saat yaşam tarafından sınan insanlar olarak düşünmemiz gerekir. Cevabımız sözle ve meditasyonla değil ,doğru eylem ve doğru tavırlı olmalıdır. Hayat ,nihai olarak sorunlara yönelik doğru cevaplar bulmak ve her bireyin sürekli karşısına çıkardığı görevleri tamamlamaktır.