Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ebrar Gülsoy

Karanlık Oda
"Kendi kendime derdim ki hep: Bir gün toplumdan kaçacağım; bir köyde, gözden ırak bir yerde kendi köşeme çekilip yaşayacağım. Ama inziva hayatını şöhret için istemiyordum. Kendimi birinin düşüncesine mahkum etmek, birinin taklitçisi olmak değildi istediğim. Nihayet zevkime göre bir oda yapmaya karar verdim. Sadece kendimin bulunacağı, düşüncelerimin dağılmayacağı bir yer."
Sayfa 76 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Taht-ı Ebû Nasr
"Çünkü bugün insanoğlu kendini beğenmişliğiyle doğaya inanmaz olmuştur. Yaptığı keşif ve buluşlarla kendisini akl-ı küll sanıyor ve doğanın tüm sırlarını çözdüğünü iddia ediyor. Ama aslında en küçük şeyin mahiyetini bile anlamakta aciz kalıyor. Mağrur insan kendi bilgilerini belge sayıyor ve doğa olaylarının kendi formüllerine göre gerçekleşmesini istiyor. Eskiden insanoğlu daha sade ve acizdi ve mucizeye daha çok inanırdı; bu yüzden de sık sık mucize olurdu."
Sayfa 59 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çıkmaz
"Dünyanın ve tüm insanların zulmüne, adaletsizliğine karşı dile getirilemeyen bir kin, bir nefret duydu kendinde. Onu bu halde, bu kılıkta dünyaya getirdikleri için belli belirsiz bir kin duydu annesine, babasına karşı. Hiç dünyaya gelmemiş olsaydı, böyle şeylerle karşılaşmayacaktı. Başkaları gibi yüzsüz, hafifmeşrep, dillere düşen, arsız, hayasız biri olsaydı, eski günleri yad edecek güzel anıları olacaktı. Yutkundu."
Sayfa 32 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
herkesin alıp gittiği
"herkesin alıp gittiği duvarlar buldum göğsünü rüzgârla ayıran o kadının kıyıya çıkar gibi eteğinde uyudum öptüğüm gözyaşları binbir dudaklarımla susunca çok böyle sanki hep mutlu muydum?"
Sayfa 71 - pikaresk dizisiKitabı okudu
öldüm
"kapıları aç. bitimsiz bir akşamüstü kırmızı şaraplar gibi dişlerine döküleceğim gökkuşağının altından geçen çocuklara bakacağız sana bir yazdan geleceğim. maviden ve beyazdan öldüğümü kimselere söylemeyeceğim ben öldüm. ölürken düşümde aynalar gördüm"
Sayfa 67 - pikaresk dizisiKitabı okudu
Reklam
yoldan gelmiştim
"güneşin kırlarla seviştiği bir günde sevgilim öpmüştü beni en uzak dudağımdan bütün bir ömrümü hüzünle geçirmiştim"
Sayfa 66 - pikaresk dizisiKitabı okudu
Deli çocuk
"su uyudu... kendine dön artık deli çocuk bir üzüncün bunalttığı ebruli şehir bahçeler tene benzedi, uzaklara yolculuk her şiir bir aşka çıkar haydi içerime gir"
Sayfa 39 - pikaresk dizisiKitabı okudu
sır sokak
"... kimseler bilmez adımı... belki ardımdan gelir unuttuğum yüzler de, ey uzakta duran gölge! yaklaş da öp dudaklarımdan ölüyüm, bir yerde gizliyim, bir sokakta..."
Sayfa 35 - pikaresk dizisiKitabı okudu
Kim değersiz hissetmez ki kendisini! Bir soyadının önünde toplanmış duruyoruz: Ailemiz. Bir soyadının önünde tek tek isimler...
Sayfa 71 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
...çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil! Her şey hatırlandığı gibi.
Sayfa 97 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Onlara baktım, kardeşlerime. Ellerine, yüzlerine. Yoktan yere bir uzaklık, bir engel aramızda. Birbirimize, birlikte yaşadığımız onca şeyi aşıp yaklaşamayacakmışız gibi; ama öyle de yakınız ki, kapı kapandığında üçümüzün birden eli sıkışıyor.
Sayfa 96 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bu tören hikâyesini sevgiline anlattığında, seni kendisine doğru çekip dudağına yakın bir yerden öpmüştü. Sonra da dolu gözlerle, "Seni yeniden, bu kez ben doğurmak istiyorum!" demişti.
Sayfa 78 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sahnenin solundan girip bankta tek başına oturan adamın karşısında duruyordum, onu tanıyormuş gibi dizine vuruyordum ve "Sanki bu dünyada ne olduysa siz yokken oldu bayım!" diyordum.
Sayfa 29 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bıçaktan korkmazlar. Onları korkutan gerçeğimdir. Bu korkutucu gerçek bana büyük bir güç veriyor. Beni ölümden, yaşamdan, açlıktan, çıplaklıktan ya da yılgınlıktan koruyor. Beni hükümdarlarla polisin zalimliğinden koruyan da bu korkutucu gerçektir. Yalan sözlerine, yalancı yüzlerine, yalancı gazetelerine rahatlıkla tükürebiliyorum.
Sayfa 105 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir şey istemiyor, hiçbir şey ummuyordum. Hiçbir şeyden korkmuyordum. Bu yüzden özgürdüm. Çünkü yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, umutlarımız, korkularımızdır. Özgürlüğüm onları öfkelendiriyordu. Hâlâ istediğim, hâlâ korktuğum ya da hâlâ özlediğim bir şey kalmış olması hoşlarına giderdi. O zaman beni bir kez daha köleleştirebilirlerdi.
Sayfa 103 - Metis YayınlarıKitabı okudu
167 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.