''İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne. İşte asıl cinayet bu… Utanılacak bir cinayet… Bir takım silahlar çıkartıyorlar, insanları öldürüyorlar ve bunu yapanlara devlet diyorlar.
Evlerine, sosyal statülerine ve paralarına hiçbir zarar gelmesin diye garip insanları harcıyorlar. Anlıyorsun beni değil mi anne? Halkın ruhunu kurutuyorlar ve hiç bir şey anlamaz hale getiriyorlar.''
Yalnızlık alıp karşına kendini, öteki kendinlerle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle; dövüşmektir.
Kimi zaman da, öldürmektir içlerinden sana en çok benzeyeni, benzemiyor diye.
Yalnızlık, öldürmektir.
John Steinbeck'in yazdığı Gazap Üzümleri hiç kuşkusuz en önemli Amerikan edebiyatı eserlerindendir. 1930lar'ın ekonomik kriz yıllarını etkileyici bir dille anlatmıştır.Duyguların, kelimelerle damara enjekte edildiği değerli kitaplardan birisidir.
Tom Joad'ın adımlarıyla başlayan kitabımızda birçok etkileyici konudan bahsedilmiş ama asıl mesele bence aile olabilmenin zorluğu.Zor zamanlarda aldığı doğru kararlar ailenin dağılmasını ve kötü duruma düşmesini engellerken, yaptığı fedakarlıklar sayesinde birbirine sımsıkı sarılan bir yumak insan görüyoruz. Dönemin şartlarının altında ezilen halkın geçim derdi, toprak biçer gibi kıtlıktan insanların biçilmesi ve gözü doymaz insanların, bankaların avucuna düşmüş biçare insanlar.
Büyük buhran dönemi küçük toprak sahiplerinin bankalar ve tüccarlar tatafindan ellerinden toprakları alınıp Kaliforniya'ya göç etmek zorunda kalmaları ve orada hayata tutunmaya çalışmasını konu alan romandır.
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,2bin okunma
''Eviniz neresi?''
''Pampa yakınlarında Panhandle.''
''Peki orada iş var mı?'' diye sordu Baba.
''Yok. Ama hiç olmazsa tanıdığımız insanların arasında açlıktan ölebiliriz, bizden nefret eden bir sürü insanın arasında değil.''
Aç adamları alacaklar. Saatte yirmi sentle insan ailesinin karnını doyuramaz ki! Ama neye olsa razı olur insan. İstediklerini yaptırırlar. İşleri mezata çıkarıyorlar. Tanrım! Neredeyse üste para alacaklar bizden, iş vermek için.
''İnsanlar daha yaşamadan, cennet umudunu ne yapsın? Kendi ruhları yerde sürünürken kutsal ruhu ne yapsınlar? Yardıma ihtiyaçları olacak. Ölmeye sıra gelmeden yaşamaları şart.''