Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ebru

Ebru
@ebruliyillar
Yazmak, kendini iyileştirmek gibi.
Gaziantep
7 Mayıs
142 okur puanı
Ağustos 2021 tarihinde katıldı
152 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Eşinin, "şiir yazdığını bile bilmiyordum, bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazıyordu" dediği şairdir Nilgün Marmara. Bazıları duymaz belki (nitekim etrafında duyan da olmamış) yazdıkları sessiz birer çığlıktır aslında. Her bir satırında, anlaşılmayı ve hissedilmeyi beklemiş Nilgün. Duyarsız insanların, kendini anlamayan, anlamak istemeyen kişilerin, ve ona fazla gelen hayatın yükünü daha fazla kaldıramamış. Kitabın 93. sayfasında yer alan şu alıntı 29 yıllık hayatının özetidir aslında. 'Uçurumlar var Uçurumlar diyorum ben İnsanla insan arasında Kendiyle kendi arasında" ... Nilgün Marmara, "hayat hassas kalpler için cehennemdir" sözünün karşılığı. Evet duygusal biriyseniz bu kitabı okumayın, ancak olaylara biraz da duygusal taraftan bakayım diyorsanız listenize ekleyin. Zira alt çizilesi çok söz var içinde...
Kağıtlar
KağıtlarNilgün Marmara · Everest Yayınları · 20161,052 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Kitaba başladığımda, ben de anlayamamıştım. Sonra anladım ki, bir sayfa erkek gözünden, diğer sayfa bir kadın gözünden yazılmış.. bu sayede olaylara iki farklı bakış açısıyla bakabiliyorsunuz. Kitapta beni en fazla etkileyen nokta,bir insanın yalnızlığını bastırmak için evine satılık ilanı vermesiydi. Amaç, eve bakmaya gelenlerle bir nebze olsun konuşabilmek. O yalnızlığı paylaşabilmek. Ne acı değil mi? Yalnızlık adeta yoluna pusu kurmuş, tenhada kıstırmak üzere seni... sen de bu durumdan kurtulmak için, olmayacak işlere başvuruyorsun. Ayfer Tunç, bu kitapla kendine yine hayran bıraktırdı beni. Bir kadın olarak, bir erkeğin duygu durumunu nasıl bu kadar şahane anlatabiliyor, gerçekten helal olsun.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,8bin okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
Hani bazı kitaplar vardır, bilir misiniz, her satırından müthiş bir hüzün duyarsınız içinizde ama aynı zamanda yüzünüzde de tuhaf bir gülümseme oluşur kitabı okurken. Biraz buruk, biraz da umutlu. Renkli Çekmeceli Şifonyer tam da öyle bir kitap işte. Bir solukta biten, içinizin üşümesiyle ısınması bir olan, tadı damağınızda kalan... Hayatının çok önemli bir yerini kaplayan anneannesini kaybediyor Olivia. Ondan geriye tarifsiz güzel anılar kalırken bir de çocukluğundan bildiği renkli çekmeceli şifonyer kalıyor ona. Kilitli çekmecelerinde neler olduğunu yıllarca o kadar merak etti ki daha fazla dayanamıyor ve çöküyor hemen önüne. Şimdi kavuşma vakti içindekilerle, yüzleşeceği gerçeklerle... Şifonyerden çıkan gerçekler bizi bir aile hikâyesinin ortasına atıyor. Anneanne Rita'nın o nahif ve bir o kadar samimi kaleminden dinliyoruz bu hikayeyi. İspanya iç savaşından kardeşleriyle birlikte kaçarak Fransa'da tekrar, yeni bir kimlikle hayata tutunan Rita. Anne babasının yokluğunu içine gömen üç kız kardeşin yaşama tutunma hikâyesi bu biraz da. Rita'nın aşkla tanışması, anne olması, ölümle yüzleşmesi, sevmediği bir adamın sevgisine bile muhtaç kalması, başarıları, başaramadığını sandıkları, kayıpları ve kocaman kalbindeki o sonsuz sevgi. Olivia ile birlikte hikâyenin sonunda aynı hisleri yaşadım ve bir o kadar duygulandım. En sevdiğim şey de kitaptaki tüm kadın karakterlerin çok güçlü olmasıydı, hayranlık uyandıracak kadar hem de. Göç eden bir ailenin küllerinden yeniden doğuşu, en çok da Rita'nın. Mutlaka okuyun, içiniz Isınacak.
Renkli Çekmeceli Şifonyer
Renkli Çekmeceli ŞifonyerOlivia Ruiz · Yan Pasaj Yayınevi · 2021471 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Her zaman derim ki, uzaktaki 'yakınlar' yüreğimize çok daha iyi gelir. Etrafında, yanında kimse yoktur belki ama bir 'Alo' kadar uzağındadır içini açtığın ve her halini gösterebildiğin.. Yok mu hayatınızda sizin de böyle insanlar? Bir gece ansızın telefonunuz çalıyor, ev telefonu. Hiç tanımadığınız, sizi tanımayan biri. Rastgele çevirmiş numarayı, içini dökmek için.. Bizim kitaptaki iki karakterimizin arasındaki iletişim de işte böyle başlıyor. Biri mutluluğu yakalamakta başarısız olmuş bir kadın, diğeri uzun seneler eşini bir hastalığın pençesinden kurtarmaya çalışırken, en çok ruhu yaşlanmış bir adam.. Paylaşılanları, anıları, anları siz düşünün artık. Her gün sabah 8.30 da beklenen telefon sesi.. Gerçek aşkı, erkek karakterin anlattıklarıyla hissetmek beni çok etkiledi. Bir adam, sevdiği bir kadın için ne kadar çok şey yapabilirse o kadar çok şey gördüm... Öyle bir bitti ki kitap, boğazım düğümlendi. Beni beklentimin çok çok üzerinde etkileyen bir kitap oldu. Hastalıkta sağlıkta sevmek.. Kitabı okurken duygulanmamanız mümkün değil. Her kapatılan telefon görüşmesinden sonra kitaba birkaç dakika ben de ara verdim. Sindirmek istediğim, bastırmak istediğim duygular oluştu içimde.. Şiddetle tavsiye ediyorum!
Alo, Harika Hanım Nasılsınız?
Alo, Harika Hanım Nasılsınız?Tarık Dursun K. · Yapı Kredı Yayınları · 2019124 okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
İyi akşamlar:) Seyir bir dönüşüm hikayesi aslında. Mina'nın altüst olmuş hayatını nasıl elinden tutupta iyileştiğinin hikayesi. İlk başta bir kadın nasıl bunları kendine yaşatır diyorken, sonunda geldiği noktayı imrenerek okuyorsunuz. Ancak kitap bir süre sonra o kadar çok kişisel gelişime bağlıyor ki okurken yorulduğumu söyleyebilirim. İyileşmek, kendine varmak, kendini bulmak, hayatını anlamak, hayatı sevmek çok güzel şeyler ve bu kitap gerçekten ben dipteyim diyen herkesin okuması gereken ve diyen herkesi ayağa kaldırabilecek bir kitap. Ama sanırım tam olarak bana göre değil. Çünkü aynı şeyler tekrar tekrar anlatınca okurken yoruluyorum. Bu tarz kitap severlerin en favorisi olmayı hak ediyor.
Seyir
SeyirPiraye · Mona Yayıncılık · 20219,6bin okunma
Reklam
368 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Hakan Günday gerçekleri insanın yüzüne sert bir üslupla, tokat gibi vuran biri. Yeraltı edebiyatının en önemli isimlerinden ve benim için çok önemli bir yazar, beni tanıyanlar çok iyi bilir. Tüm kitaplarını ezbere bilen biri olarak Zamir'in yazarını bilmeden okusam da Hakan Günday yazmış derdim elbette. O bilindik sertlik, bilindik hassas yerlere değmek ve dürüstlük.. Tanıdığım kalem ama Zamir diğer kitaplara göre bir tık farklı olmuş ve yazarın bildiği konforu terk edip okuru şaşırtması hayli etkileyici. Yeraltı edebiyatı diyebiliriz miyiz Zamir için? Bence hayır. Ama sistem eleştirisinin en sert şekilde yapıldığını ve tüm gerçeklerin cesurca anlatıldığını, hiç gizli saklı olmadan ortalığa döküldüğünü söyleyebilirim. Kendini bulma arayışı içindeki Zamir karakteri ve dünyaya barış sağlamak için verdiği uğraşın etrafında sayısız toplumsal soruna şahit oluyoruz ve aslında yaşadığımız dünyada buluyoruz kendimizi yine. Sürpriz! Pembe gözlüklerinizi lütfen çıkartın. Kitap okurken bu kez dünyadan uzaklaşmadınız. Sadece yaşadığınız dünyayı daha iyi tanıdınız. Üzerinize düşecek bir şarapnel parçası için hazırlıklı olun. Zamir, zalimliğin aynası olacak size.
Zamir
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,529 okunma
396 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Her kadın güçlüdür ama ben bu hikayedeki tüm kadınları hiçbir zaman unutmayacağım. Onların yaşama savaşı, unutma çabası, ayakta durma hevesi bana da umut oldu. Aşk da cesaret de dayanışma da en güzel şekilde işlenmiş. Ne bir fazla ne bir eksik. Karakterlerin hiçbiri uç noktada değil. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kadar gerçekler. Duyguları, yaşanmışlıkları, yaşayamadıkları, olmasını istedikleri ama olduramadıkları ve ellerinde olmadan olanlar. Her şey ortak ama birbirinden farkı üç kadın var bu hikayede: Nil, Zekiye ve Berfin. Onların kaderi görünmez iplerle birbirine bağlanmış, kördüğüm olmuş. Önce savrulmuşlar bir yaprak gibi ve sonra bir araya gelip yine kavuşmuşlar... Ben sevgili
Sema Soykan
Sema Soykan
'ın kalemiyle tanıştığım için çok mutlu oldum. Size de mutlu olmanızı tavsiye ederim. Elimde diğer iki romanı Keşke ve Adsız Roman olmasına rağmen bunca zaman okumamış olmam beni epey üzdü. Kilit Taşı benim okumuş olduğum ilk roman ve zaten
Sema Soykan
Sema Soykan
'ın da yazmış olduğu ilk kitap. Evet Kilit Taşı yazarımızın Aşk Her Kadına yakışır kitabının yeni ismiyle, kurguda değişiklik yapılmadan sadece içeriğinin daha da zenginleştirilmesiyle yeniden bizimle. Yazarın öyle büyülü bir kalemi var ki yaşanan her olaya sanki çok yakından tanıklık ediyormuş gibi hissettim. Her duyguyu en derinlerimde yaşadım. Karakterlerin omzuna dokunsam, her birini teselli etmek istesem sanki bunu başaracakmışım gibiydi. Öyle gerçekçi, öyle etkileyici.. yineliyorum, tavsiye edilir.
Kilit Taşı
Kilit TaşıSema Soykan · Alfa Yayınları · 2022256 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Emilie Pine ile tanıştığım için kendimi mutlu hissediyorum. Cesur, zorluklarla mücadele eden, en diplerden en tepelere kadar tırnaklarıyla kazıya kazıya çıkan kadınların hikayelerini okumak beni güçlendiriyor.. Emilie Pine, beni hem dağıttı hem de küllerimden yeniden doğarak, dağıttığı parçalarımı bir araya getirdi. Kahredici bir hikâyenin gölgesinde düzene isyan ediyor, topluma ve toplumun gözündeki kadına ağıt yakıyor! Öyle dürüst, öyle cesur, öyle yaralı ki.. her kadının muhakkak kendine yakın hissedebileceği biri. En çok ta "HAYIR!" diyebileceği, itiraz edebileceği yerlerde sessiz kalmayı seçtiği için kızıyor kendine... En çok toplumun dayattığı kadın rolünde yaşamaya çalışmak için çabaladığı anlara ah ediyor.. Ve bu kitapta sessiz kadınların sesi oluyor. Su gibi akıp giden hayat hikayesi. Bir olay örgüsü beklemeyin. Sadece şahit olun hislerine ve yaşadıklarına.. Ben çok sevdim..
Kendime Notlar
Kendime NotlarEmilie Pine · Domingo Yayınevi · 2021201 okunma
724 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bu kitabı yorumlamak da en az sabır gösterip okumak kadar zormuş onu anladım dünden beri. Sanki ne söylesem eksik kalacak, ne desem haddim değilmiş gibi bir his. Bir yerden başlıyorum sonra 'tutunamıyorum' ve elimde kalıyor cümle. Bir yerden başlamak lazımdı ama. Kitabın ağır bir psikolojik roman olduğunu hepimiz biliyoruz, ismi bile yetiyor bunun
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dünyanın bilindik yükü, ihaneti, sadakatsizliği, yalanı, caniliği, sevgisizliği ve kötülüğü.. bunların hepsini dünyaya gelmesine az kalmış bir fetüsün ağzından dinlemek, onun gözünden olaylara şahit olabilmek öyle vurucu ve farklıydı ki.. Okuduğum en çarpıcı, en farklı kitaplardan biri olduğunu söylesem abartmış olmam. Doğmadan annesi ile babasının ayrılığına tanık olmuş, bu da yetmezmiş gibi her gece annesini paylaştığı ve bulunduğu rahmi kullanmak zorunda kaldığı biri var. Amcası! Annesinin ihanetine rağmen, ona deliler gibi kızmasına rağmen yine de küsemez ona. Babasının hayatına son verilmesine engel olmaya çalışır. Konuşur, kimse duymaz. En sonunda küçücük kalbi dayanamaz şahit olduklarına, kordonu boynuna defalarca dolayıp son vermek ister hayatına daha dünyaya merhaba demeden. Olmak ve olmamak arasındaki o ince çizgide yürür fetüs. Doğmadan şahit oldukları şimdiden yetmiş de artmıştır bile ona. Bir fetüsün gözünden anlatılan intikam ve cinayet romanı ne kadar eğlenceli olabilir peki? Söz konusu yazar Ian McEwan ise bu mümkün elbette. Yer yer fetüsün monologlarına tebessüm etmedim değil hani. Şu zamana kadar ayyaş kaç fetüs tanıdınız ki? :) Akıcı, merakla sürükleyen, aslında ders çıkarılması gereken birçok mesajın yer aldığı bir romandı Fındık Kabuğu. Edebiyat tarihinin unutulmaz, babasının katiline engel olmaya çalışan Hamlet'ini akıllara getiren bir uyarlama. Olmak ya da olmamak işte. Bütün mesele bu değil mi? Herşeye rağmen kordonu boynunda mı bırakacak yoksa dünyaya gelecek mi fetüs? Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Fındık Kabuğu
Fındık KabuğuIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 20171,093 okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu kitabı okurken burnunuza buram buram portakal reçeli kokusu gelebilir ve sıcacık bir dilim ekmeğin üzerine portakal reçeli sürmek isteyebilirsiniz delicesine. Ben sizi şimdiden uyarayım (: Bana kalırsa reçel yapan herkese hüzün yakışıyor biraz. Karakterimiz Zeynep de öyle..  Hüzün yakışıyor gözlerine. Kayıpları var Zeynep'in. Yerini dolduramadığı boşlukları var. Tam gökte hissederken kendini, zaman zaman onu o boşluklara bir anda atanlar var. Imza gününde tanıştığı Alp tanıdığı herkesten başka mı? Boşlukları kendi kayıplarıyla mı dolduracak yoksa bir kayıp da o mu olacak? Bunların hiçbirini hemen bilemez Zeynep. Yaşamadan öğrenilmez bazı şeyler en nihayetinde. Üstelik tanıdığını sandığın yabancı olurken sana bir tesadüfle tanıdığın insanın ömür boyu senle kalıp kalamayacağını da kimse bilemez. Alp ve Zeynep.. Sanki onlar birer kahve içimlik sohbetlerini ederken bende onlarla aynı masada oturdum. Sanki birlikte ağladık gidenlerin ardından ve sanki birlikte kahkahalar attık gelenler için. Iki karakterde de herkesin kendinden bulacağı çok şey var. Yaşananlar da bir o kadar hayattan. Bizden. Ruhumun dinlendiğini hissettim kitabı okurken. Kimi hastalıklar vardır çünkü şifası sadece insandır. Onlar birbirine şifa olurken ben de buna şahit okurken aksi düşünülemezdi. Severek, bir ayazda okuyacağınıza eminim. Keyifli okumalar..
Annem Beni Görsün
Annem Beni GörsünFiliz Aygündüz · Doğan Kitap · 202156 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
Ne tapılası kadın öykü yazarlarımız var bizim!  Gerçekten göğsüm kabarıyor. Banu Özyürek te o başarılı kadınlardan biri. Poz kitabını okuduğumda derdini çok sevmiştim, kaleminde ve anlatım tarzında kendimden çok fazla şey bulabilmiştim. Bir Günü Bitirme Sanatı, yazarın ilk kitabı. Yeni baskısıyla birlikte kapak tasarımı da şahane olmuş. Öykülerinde yer verdiği günlük, sıradan olaylara ve güçlü & dertli kadınlara bayılıyorum. Bazen anlatılan şey çok sıradan bir olaydır aslında ama bunun nasıl anlatılıyor olduğudur önemli olan. Öyküleri her günü bitirmek üzere olduğumda okudum. Her güne bir öykü..  muhakkak yazarın kalemiyle tanışmanız gerektiğini düşünüyorum. Poz kitabını da çok sevmiştim ama bu kitap bir tık daha fazla etkiledi beni..
Bir Günü Bitirme Sanatı
Bir Günü Bitirme SanatıBanu Özyürek · Everest Yayınları · 2020253 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kendimle ve toplumla yüzleştiğim bir kitap okudum. Içime döndüm, içimize..  tokat atar gibi gerçeklerin yüzünüze vurulmasını istiyorsanız buyrun okuyun derim. Hani en yakın dostlarımız vardır ya, acı söylerler hep. Bizi pohpohlamak yerine, gerçekleri yüzümüze vururlar. Bu kitabı okurken de işte sanki en yakın dostunuz karşınızda duruyor ve size gerçekleri söylüyor gibi hissediyorsunuz. Birçok yerde hem küçücük hissettim kendimi, hem de kocaman bir dev gibi! Meğer düşüncelerimiz, karakterimiz, davranışlarımız bizim küçük ve büyük olusumuzu ne kadar çok etkiliyormuş. Insanliktan utandıran, kendinizi sorgulamanızı sağlayan müthiş bir kitap. Keşke okumak için bu kadar geç kalmasaymışım. Muhakkak kitaplığınızda yer alması gerektiğini düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Avrupa Yakası Yayınları · 201213bin okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Se-lam! Bir solukta okuyup bitirdiğim Sadie yorumu ile geldim. Baştan söylemeliyim ki, kitap çok farklı formatta hazırlanmış. Sadie'nin gözünden olaylara tanık olurken bir yandan da olayların yaşadığı zaman ve perde arkasında olan her şey bir tv programı şeklinde bize sunulmuş. Son derece başarılı bir uyum vardı geçişlerde. Okuma hızını artırmak ve sayfaları merakla çevirmek konusunda da payı epey büyük. Kitabın kapağından mı bilmiyorum ama birçok kişi romantik bir kitap olacağını düşünmüş ama tam aksi... Kitap yüreğimi burkan bir konuyu ele alıyor. Iki küçük kız kardeşin ve onlar gibi diğer bilinmeyen kızların uğradığı cinsel istismar. Ve elbette bu konunun üzerinden şekillenen harika bir kurgu. Sadie karakterini çok sevdim. Güçlü, fedakar ve mantıklı kız karakterleri çok fazla seviyorum. Sadie'de onlardan biriydi. Yaşadığı hayatın zorluklarına karşı dimdik ayakta durmaya çalışıyor inatla. Kaybettikleri öyle çok ki.. Ne yaparsa yapsın geri getiremez ama en azından içi soğur mu insanın, acısı hafifler mi intikam aldığında? Kitabın sonunu farklı hayal ettim. Güzel olacak, dedim kendi kendime ama bir miktar kalbim kırıldı. Üzüldüm. Sadie'ye epey alışmışım meger, onu fark ettim. Biraz soluklanmak için kesinlikle tavsiye edeceğim, güzel bir kitap. Şömizsiz haline ayrı vuruldum ben ama, neyse. (:
Sadie
SadieCourtney Summers · Yabancı Yayınevi · 2020162 okunma
355 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Büyükleri ilgilendiren hikayeleri çocukların gözünden okumak bana hep bambaşka bir tat veriyor. Çünkü en saf, en masum ve en gerçekci haliyle şahit oluyoruz olaylara. 9 yaşındaki kızımız Scout'un anlatımı ile okuduğum bu kitap; eşitsizliğin, ötekileştirilenlerin, ırkçılığın getirdiği hazin bir hikayeyi anlatıyor..  Kitap iki bölümden oluşuyor ve şunu mutlaka söylemem gerek. Evet kitap ödüllü ve klasik sayılabilecek bir eser. Fakat ilk bölümde çok sıradan bir kitap okuduğumu düşündüm. Abartıldığı kadar etkileyecek, bende iz bırakacak hiçbir şey yoktu. Ikinci bölümde daha çok bağlandım kitaba. Haksız yere suçlanan Tom'un mahkemesinde kendimi orada gibi hissettim. Sevdiğim diğer şey ise kesinlikle, Atticus karakteri oldu. Harika bir baba, harika bir avukat, harika bir 'insan'. Kesinlikle unutmayacağım karakterlerden biri. Kitabın vermek istediği mesajlar çok güzeldi, ben sadece saha vurucu bir anlatım beklemiştim o kadar. O benim hayalimdi sanırım. :) üstelik çok oldu bittiye gelen bir sondu. Daha uzun olmasını isterdim. Bir şey eksikti bitişte. Önyargı, bencillik, insanın kendi fikrinin olmaması ve başkalarının akıllarıyla yaşamaları..  Anlayana, bunların hepsini sorgulatacak bir kitap. Rengimiz, dinimiz, dilimiz her ne olursa olsun, tek fark bunlar işte. Hepimiz aynıyız, kimsenin diğerinden farklı bir üstünlüğü yok.
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201471,7bin okunma
390 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
En çok postitimi yiyip bitiren kitap. Kitabın ortasına gelince derin bir nefes alıp bekledim. Yazarın kaleminde içimi acıtan, kalbimi kıran bir şeyler var çünkü. Daha evvel de böyle olmuştu. Üç ödül almış Butimar. Üç az.. Sahi Butimar'ı biliyor musunuz siz? Butimar; efsanevi bir kuş. Pers/İran mitolojisinde, tatlı su içmeyen, deniz suyu içerken
Butimar
ButimarKaan Murat Yanık · Kapı Yayınları · 20153,935 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Kim sevmez ki Stefan Zweig'in kalemini? Uzun zamandır böyle bu, ara ara dinlenmek için, kendimi bulmak için Zweig kitaplarından birini alırım elime.. Kısacık hikayelerden kocaman kocaman anlamlar çıkarırım her seferinde. Insanoğlunun yaratılışında olan iyiliği, kötülüğü her seferinde her hikayesine gizlemeyi başarıyor. Okurken saklı olanları ortaya çıkarmak bize düşüyor. Karakterlerin pskolojik tahlilleri her zaman çok başarılı, her zaman kendimi birinin yerine koyabiliyorum. Betimlemeler yormuyor, aksine kitabın içinde buluyorsunuz kendinizi. Işte yine hayran olduğum kalemle dinlenmek için Hayatın Mucizeleri'ni okudum. Yine bilindik Zweig tadını aldım, iyi geldi. Fakat okuduğum birçok kitabına göre Hayatın Mucizeleri beni çok etkilemedi, ne yalan söyleyeyim. Bir oturuşta okudum ve bitti. Ama favorim olan Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor ve Korku kitapları kadar zihnimde ve kalbimde iz bırakmadı. Zengin, zevk ve sefa içinde yaşayan bir tüccar, babasının mektubuyla kendine gelir ve kendini dine adar.  Yaşlı bir ressama Meryem Ana resmi yaptırmak ister. Ressamın bir modele ihtiyacı vardır ve karşısına çıkan model, aslında birçok mucizeyi de beraberinde getirir... Tüm Zweig hayranlarının okuyacağı bir kitap mutlaka, biliyorum.
Hayatın Mucizeleri
Hayatın MucizeleriStefan Zweig · Venedik Yayınevi · 201914,2bin okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Kadınsan bir sıfır yenik başlıyorsun hayata doğarken.. Bunu hemen hemen her hikâyede hissettirmiş bize. Kadın olmanın dayanılmaz ağırlığı göğsümün üzerine çöreklendi kitabı okurken. Yalnız bu kez farklı tatlar aldım yazarın kaleminden. Bir aykırılık vardı kaleminde, sivrilik, bir kara mizah, bir delilik.. Gerçekle düş arasında gezinen, sevgisizlikten, ötekileştirilmekten delirmiş karakterler.. Ne gerçeğin ne de düşün içinde asla mutlu hissetmedim kendimi. Bu kitapta hakkını arayan, hesap soran ait olduğu kadına avukatlık eden bir uzuv var. Diğer kitabında ise (Çerçialan) bir yüzük vardı dile gelen. Böyle sıradışı bir kalemden bahsediyorum işte. Mutluluk vermiyor aksine derin bir karanlık. Insanın insanı teyellemesi hususunda epey düşüncelere daldım. Okuması çok kolaydı on üç hikâyeyi, su gibi akıp gitti kitap. Ama dört hikâye vardı ki hazmetmesi çok uzun sürecek benim için. Manıklar, Çarpmanın Sesiyle, Beklemek Çürütür, Eğe.. Kadının kötülük yapanı dahi kendi hemcinsinin iyiliği için. Beni etkileyen en çok bu oldu sanırım. Ve bir insan kaç yaşında olursa olsun hep ihtiyaç duyuyor annesinin ellerine.. Ve bir kadın bir defadan fazla ölüyor her seferinde.. Öykü severlerin aşık olacağı, sevmeyenlere ise öykü okumaya heves verecek sarsıcı bir kitap. Tavsiyemdir elbette..
Kanayak
KanayakGamze Arslan · Can Yayınları · 2019662 okunma
310 syf.
9/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Oyunculuğunu ve oynadığı her rolü çok seviyorum Buğra Gülsoy'un. Bu kadar usta bir kalemi olduğunu ilk kitap #birincikıyamet ile gördüm ve çok mutlu oldum. Boksör Sabri Mahir'in hayat hikayesini, hayat hikayesinden esinlenerek kaleme almıştı yazar ve Ikinci Kıyamet de hikayenin devamı niteliğinde bir roman. Tarihin tozlu sayfalarına geri dönmek, geçmiş yıllarda yaşanan hayatlara tanık olmak bir romanda bana en çok keyif veren şey. O yüzden Ikinci Kıyamet yine tadı damağımda kalan bir kitap oldu. Hüzün, sevinç, heyecan, umut ve hayal kırıklığı.. Tüm duyguları yaşadım kitapta. Ustaca bulduğum şey de bu işte. Karakterin duygularını kendi için de hissedebilmek.. Yazarın bunu bana geçirecek denli güçlü bir anlatıma sahip olması. Heybeme birçok altı çizili cümle kattım. Bir solukta okunacak harika iki kitap. Yazarın kalemi ile tanışmak için daha fazla geç kalmayın derim. Yeni kitaplarını sabırsızlıkla bekliyorum. Kaleminin hiç durmamasını diliyorum çünkü daha çok güzel kurgular gelecek biliyorum. Tek istediğim umarim hep  geçmişe götürür bizi yazar.. Keyifli okumalar diliyorum. (:
İkinci Kıyamet
İkinci KıyametBuğra Gülsoy · İnkılap Kitabevi · 2020192 okunma
204 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Merhabalar! Ben genelde öykü kitapları okuyarak ruhumu dinlendiriyorum ama bu kitabın içinde yer alan her öykü yüreğimi yordu. Yordu diyorum ama elbette kötü bir anlamda değil. Konu itibarıyla savaş söz konusu her satırda ve hepsi yoğun kan kaybında hayat bulmuş öyküler...
Kızıl Çiçek
Kızıl ÇiçekVsevolod Garshin · Ketebe Yayınları · 202045 okunma