Ebru Arslan
@ebruuuars
Psikolog
16 Kasım
21 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Zaman hapishanesinden kaçmanın bir yolu yok muydu?
Sayfa 64Kitabı okudu
Kendimizi, yaşama sevincimizi alıp götürecek, ruhumuzu karartıp içindeki aydınlığı alacak, bedenimizle kafamızı çatışmaya sürükleyecek her şeyden korumalıyız.
Sayfa 94Kitabı okudu
Mavi gökte kara bulut arar o.
Sayfa 89Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Eğer insan çok fazla "şey"e gereksinim duyuyorsa, bu büyük bir yoksulluğun göstergesidir.
Sayfa 46Kitabı okudu
İşte, bütün bunların hepsi; yani kalabalık taş kutular, taş yarıklar, oraya buraya uzanan binlerce ırmağın içindeki insanlar, gürültü, kargaşa; ağaçtan, gökyüzünün mavisinden, temiz havadan, bulutlardan yoksun kapkara kumlar ve dumanlarla kaplı yerler Papalagi'nin "kent" adını verdiği şeydir. Ömründe hiçbir ağaç, tek bir ırmak ve gökyüzünü görmemiş ve de Büyük Ruh'la yüz yüze gelmemiş insanların yaşadığı, ama yine de gurur duydukları yaratıları.
Sayfa 32Kitabı okudu
Zamanımız böylelerine hayran işte, böyle günün türküsünü çağıranlara! Gösterişler, kırıtmalar altında köpüğe benzer boş bir beyin.
Sayfa 157Kitabı okudu
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini
Sayfa 72Kitabı okudu
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururun çiğnenmesine, Sevginin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine Kötülere kul olmasına iyi insanın.
Sayfa 72Kitabı okudu
Ama sağlam insan, nasıl cenneti de verseler
Dinlemezse aşağılık cümbüşlerin çağrısını,
Çürük insan, meleklerle sarmaş dolaş da olsa
Bıkar göklerdeki yatağından,
Can atar iğrenç pisliklere...
Sayfa 31Kitabı okudu
Herkese kulağını ver, sesini verme.
Sayfa 22Kitabı okudu
Her yaşayan ölür, sonsuzluk hepimizin sonu.
Sayfa 11Kitabı okudu
Stoacı, acele etmenin gereksiz olduğunu bilir - hepimiz vaktinde varacağız.
Sayfa 96Kitabı okudu
Geç yatanların neden sabahı, erken yatanların neden akşamı kaçırdıklarını anlamaya yardımcı olmak şöyle dursun, bilim ve teknik daha çok bunun tersi bir ütopyaya, herkesi aynı saate ayarlama ütopyasına hizmet etme riskini taşır. Herkesin doğru ritimde olması kaygısını taşıyan, uyumlu bir topluma dair bu ütopya sinsi ve ürkütücü bir otorite uygulamakla kalmaz, gerçek annelerin rolünü de gasp eder.
Sayfa 51Kitabı okudu