Yazarımız ön söz kısmında o zamanlarda roman adının çok ucuzlaştığından ve Avrupa'dan alınan roman içeriklerinden şikayet etmektedir. Ahlaki yozlaşmanın bu kadar artmasının normal olmadığını söyleyerek bu şekilde içerikler olmadan da roman yazılabileceğini göstermek için bu eseri yazmıştır. (Sevgili Mizancı Murat günümüzde yazılan eserleri görseydi sanırım edebiyata küser,kitapları görmek bile istemezdi.)
Kitabın içeriğine gelecek olursak yazarımız dediğini yapmış ve Avrupai hayata özenen karakterlerle İslami hayat süren karakterleri bir arada işlemiş. Tanzimat döneminde yazılan romanda devlet işlerinde başlayan bozulmalar sıklıkla işlenmiş. Adam kayırmaların, yolsuzlukların, rüşvetlerin normalmiş gibi yaşanmaya başlamasını bolca tenkit etmiş. Aynı zamanda günlük hayata da yansıyan bu bozulmalar kınanmış. Romanın sonunda ise Tanzimat dönemi romanlarında sıkça görülen ödül ceza yöntemi uygulanmış iyi karakterlerle kötü karakterler ayrılmıştır. Hayatımızı iyi yaşarsak iyi olur, kötü yaşarsak kötü olur mesajı verilmiştir.
Gerek yalnız niyette kalsın,gerek somut belirtileri eyleme dökülsün, her durumda kötü duygulanmalar doğal halinde gereği gibi güzel görünenleri pek çirkin gösterir.
Bir sanatkarı güzel görmek isterseniz onu sanatı başında görünüz! Bir ressamın en güzel resmine sahip olmak isterseniz şövalesi önünde, fırçası elinde olduğu ve işine daldığı anda bir fotoğrafını çekiniz.