Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı Avı oldukça kapsamlı bir araştırma kitabı. Kitabın bütün konusu cadılar ve cadı avı üzerine olduğu için sayfalar geçerken sürekli aynı cümleleri okuyormuş hissine kapılmaktan korktuğumdan geniş bir zaman dilimine ayırdım okumamı. Bu kadar uzun ve kapsamlı bir araştırmayı okumak gerçekten kolay bir iş
İtiraf etmek gerekirse, okumayı her ne kadar sevsem de favorim diyebileceğim bir tür değil bilim kurgu benim için fakat Mevki Uygarlığı kesinlikle harika bir kitaptı. Beklediğimden çok daha akıcı ve merak uyandırıcıydı.
Umarım gelecekte de beni hızlıca sayfaları çevirmek isteyecek kadar merak ettirecek başka bilim kurgularla karşılaşabilirim.
Kitaptan kısaca bahsedecek olursak;
Kahramanımız Barrent ile birlikte gözlerimizi koca bir hiçliğe açıyoruz. Kim olduğumuz, nerede olduğumuz, nereden geldiğimiz, nereye gittiğimiz ve neden var olduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz yok. Kitabın son sayfasına kadar da bütün bu sorulara yanıt aramaya ve her saniye yeni bir şey öğrenmeye devam ediyoruz.
Bu arada öğrendiğimiz ilk şey Barrent'ın bir katil olduğu ve hafızası silinerek Omega isminde kendisi gibi mahkumlarla dolu, dünyadan uzak bir hapishane gezegenine getirildiğimiz oluyor. Sonraki süreç ise tamamen Omega'nın tuhaf yasalarını öğrenmekle geçiyor. Tabi bir de hayatta kalmaya çalışmakla...
Kesinlikle herkese öneriyorum Mevki Uygarlığı'nı. Hatta bilim kurgu okumayı sevmeyenlere özellikle öneriyorum. Bu kitaba kesinlikle şans vermelisiniz.
Kaybolan O Günler, tamamen hakkında yapılan iyi yorumlar üzerine alıp okuduğum bir grafik romandı. Bu yüzden sayfalar akarken romanı sürekli olarak kafamda değerlendirmeye devam ettim.
Öncelikle size kitabın konusundan kısaca bahsedeyim sonra benim kitap hakkındaki yorumuma geçeriz.
-
Ana karakterimiz olan Lubin'in hayatı, akrobatlık yaptığı
Küstahlık bir çeşit mercek gibidir. Kendimizi olduğumuzdan daha büyük, diğerlerini olduklarından daha küçük gösterir. Hırs küstahlığın kapı komşusudur. Biri içinize girdi mi, diğeri de ardından gelir.