Açıkçası bu kitap için parmaklarımı fazla yormak istemiyorum. Ancak fikir sahibi olmak isteyen okuyucular için kendi deneyimimi aktarayım. Tam olarak bir deneyim diyemesem de...
Altını çizeceğim cümleler olsun, paylaşabileyim mantığı ile okumak istiyorsanız lütfen buyurun okuyun çünkü bu amaca hizmet edecektir. Bunun yanında kitap bana bir şey anlatsın, bakış açımı değiştirsin, sarsmasa bile bir ufak titretsin, bir felsefesi olsun vs. vs. diyorsanız hiç başlamayın.
Okurken her sayfada yazarın bir fikri varsa dahi bunu anlatmanın kabızlığını yaşandığını düşündüm. Pek çok yazardan, düşünürden alıntı yaparak bir çıkarım ortaya koymak istemiş, bir fikir üzerine anlatım yapmak istemiş fakat ortada tam olarak bir fikir dahi yok. Bahsetmek istediği duygu yada tanımları terim anlamlarıyla yada filolojik tarihi ile aktarması bile ortaya altı dolu bir fikir çıkartamamış.
Dediğim gibi bu kitabın en büyük problemi bir fikri olmaması. Okurken nereye varacağız diye kendime sorup durdum çünkü konudan konuya geçtiğimde bir önceki konu havada kalmış oluyordu ve kendimi "ee yani, şimdi ne oldu" diye tepkiler verirken buldum sürekli.
Ben istediğim verimi ve doyumu elde edemedim. Kitap bende alıntı yaptığı yazarların, alıntı yaptığı kitapları ile alakalı referans olması dışında ne yazık ki "yaprak bile oynatmadı".