Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eda Aktürk

"Hayatta canımızı sıkan, Hoşumuza gider resimde." der Goethe
Reklam
tespit kelimesinin anlamını bulması diye buna derim.
Cumhuriyetin özel ve kendi özüyle çelişen mahzuru, bu yönetim tarzında yetenekli, üstün zekâ sahibi kimselerin yüksek konumlara ulaşmasının ve dolayısıyla doğrudan siyasi nüfuza sahip olmasının Krallık yönetiminde olduğundan daha güç olmasının kaçınılmazlığıdır. Çünkü her zaman, her yerde ve bütün koşullarda dar kafalı, kıt akıllı ve bayağı ruhlu kimseler üstün zeka sahibi insanlara karşı derhal ya da içgüdüsel olarak birleşip ittifak oluştururlar ve onları doğal düşmanları olarak görürler ;onları bir araya getirip birbirlerine böylesine sıkı sıkıya kenetleyen şey bu tür insanlardan duydukları ortak korkudur. Şimdi bir cumhuriyet idaresinde çok sayıda bayağı ruhlu kimse kendilerini gölgeleyip önlerine geçmemesi için üstün zekalı insanları bastırıp saf dışı etmede kolaylıkla başarılı olurlar.Herkesin başlangıç itibariyle eşit haklara sahip olduğu iddiasına karşın yeteneksizlerin sayısı diğerlerinden elli kat fazladır.
Son zamanlarda Avrupa tarihinde yalnız iki ihtilal görürüz :Rus ve Türk ihtilalleri. Yalnız bu iki, yarını kurma amacıyla, memleketlerinde dünden utanç verici ne kalmışsa hepsini yıkmışlardır. İtalyan faşizmi İtalyan kapitalizmine birkaç yıl daha sürecek bir hayatı kazandırmaktan ve ölmüş Sezar emperyalizmini hortlatmaktan başka bir şey yapmamış, Hitler ihtilali ise Almanya 'yı uygarlığın eşiğinden alıp Ortaçağa götürmüştür. Bunların ikisi de Kemalist ihtilalin büyük ruhu ile ortak hiçbir yanları olmayan kara davranışlardır. Kemalist ihtilal, mahvetmek için değil, kurtarmak için yapılmıştır ve Türk milletini sevgi ile çevrelemektedir. Onu çağdaşlaştırmak için zora başvurmuştur ama yaptığı şey,çağdaş eğitimin, anormal çocukları eğitmek için yaptığından farklı bir iş değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Dış politika alanında Cumhuriyetin tüm isteği ile güttüğü amaç milletlerarsı barışın korunmasına yardım etmek ve güvenlikli bir ortamda yaşamaktır. Biz komşularımızla her gün bir dostluk kurmakta ve onlarla anlaşma yolunda yeni bir adım almaktayız." Tanrı tarafından gönderildiklerini sanarak Avrupa 'nın başına bela olanlardan başka hangi devlet adamı, ne zaman yurdunun dış politika çizgisini çizmek amacıyla bu şekilde konuşmuştur?
177 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bir Yunanlı Gazeteci Gözüyle Atatürk
Bir Yunanlı Gazeteci Gözüyle AtatürkThomas A. Vaidis
7.2/10 · 48 okunma
Reklam
Bireysel bilinç, öylesine eksiksiz biçimde bir görüngüdür ki aynı benlikte bile iki bilinç oluşabilir ve biri diğeri hakkında hiçbirşey bilmez.
Rahme düşmesi bir suç, doğumu bir ceza, hayatı bir meşakkat ve ölümü bir gereklilik iken insan nasıl vakur bir varlık olacaktı.
kişisel olmayan ilgiler
Bazılarının yaptığı gibi, talihsizlikten en son damlasına kadar üzüntü çıkarmayı amaç edinmek, duygusallıktan başka birşey değildir. ... Yeterince hareketli ve istekli olan birisi, yitirdiği her ilgi karşılığında başkasını bularak bütün talihsizliklerini alt edebilir ;dünya bir kayıpla yıkılacak kadar küçük değildir. Bir, hatta bir çok kayıp sonucu yenilgiye uğramış olmak, duyarlılık olarak tanımlanıp hayran olunacak birşey değil, canlılık göstermekte başarısız olunduğu için küçümsenecek bir şeydir. Bütün sevgilerimiz,sevdiklerimizi het an yere serebilecek olan ölümün insafına bağlıdır. Şu halde hayatımız, bir tek kazayla anlamını ve amacını yitirecek derecede darlaştırılmamış olmalıdır.
Sayfa 168Kitabı okudu
çaba ve kabullenme
Üzüntülerin baskısından kurtulmuş bir insan;hayatın, endişe edip durduğu günlerdekinden çok daha sevinçli bir iş olduğunu görecektir. Daha önce sinirine dokunan dostları artık yalnızca eğlendirici gelecektir. Bay A.., Aynaroz Kadısı 'nın öyküsünü üç yüz kırk yedinci kez anlatırken, bu yasayı aklında iyi tutmuş olmasından hoşlanarak bir öykü de kendisi anlatıp konuyu değiştirmeye kalkışmayacaktır. Sabah erkenden treni yakalamak için koştururken ayakkabısının bağı kopacak olursa, uygun küfürleri savurduktan sonra, bu olayın evrensel açıdan pek o kadar önemli olmadığını düşünecektir. Tam evlenme teklifinde bulunacağı sırada, can sıkıcı bir komşunun çıkabilmesi karşısında, böyle bir felaketin Adem dışında her insanın başına gelebileceğini, Adem'in bile güçlükle karşılaşmış olduğunu anımsayacaktır. Garip benzetmeler ve hoş yakıştırmalar yardımıyla küçük tedirginliklerden avuntular çıkarmanın sayısız yolları vardır.
Reklam
Okuduğum kitaplarından melankolik olduğu kanısına vardığım Amerikalı büyük yazarlardan birisiyle tanışmamı anımsıyorum. O sırada radyo beyzbol maçlarını vermekteydi; adam beni, edebiyatı ve bütün dertlerini bir kenara itip, tuttuğu takımın yenmesi şerefine bir çığlık attı. Bu olaydan sonra artık onun kitaplarını, kahramanlarının başına gelenlere üzülmeden okuyabiliyorum.
Doğu ülkelerinde üniversite öğrencileri kamuoyunu etkileme bakımından, modern Batı'ya göre daha fazla olanağa sahiptir ama maddi bakımdan çok daha az fırsatları vardır. Güçsüz olmadıkları, konfor içinde bulunmadıkları için de, burun kıvırıcı değil, ya reformcu ya da devrimci olurlar. Reformcu ile devrimcinin mutluluğu ulusal gelişmeye bağlıdır,ama reformcu ile devrimci, belki kurşuna dizilirken bile, konfor içinde yüzen burun kıvırıcının hiçbir zaman erişemeyeceği gerçek bir mutluluk duyar.
Sayfa 113Kitabı okudu
Her nasılsa bir kere akılda yer etmiş yahut vücut bulmuş bir varsayım, bir fikir, dış dünyadan ancak kendisi için yararlı ve kendisiyle türdeş olan malzemeyi aldığı kadarıyla bir organizmanınkine benzer bir hayat sürer ;öte yandan kendisi için zararlı ve kendisine yabancı olan malzeme ya baştan reddedilir ya da eğer alınması gerekli ise, tekrar tamamen dışarı atılır.
Sayfa 152Kitabı okudu
-- Çok tuhaf! "var" ile "yok" eşit olur mu? Mesela ben şimdi varım, yarın ise yok olacağım. Bu iki hal arasında fark yok mu? dedim. Deli başını çevirdi, kahkahayı bastı ve : -- Vay! Sen varsın ha! Acaba var mısın? dedi.
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.