"Eğitimsiz insan aklı, öldürücü zehirle kendisine faydalı ilaçları birbirinden ayırmaya yetmediği ve mutlaka bir doktora veya eczacıya yani bunu kendisine öğretecek bir öğreticiye ihtiyaç duyduğu gibi; dünya ve ahirette kendisini kurtuluşa erdirecek inanç ve amellerini de, kendi başına, kendi fikriyle bilemez ve bulamaz. Kendisini felakete veya şekavete düşürecek işlerden, saadete ulaştıracak işleri açık ve net şekilde algılayamaz ve ayırt edemez.
Mutlaka bir mürşide, fikrini aydınlatıcıya, bilgi vericiye ihtiyacı vardır.
İşte o mürşidler, aydınlatıcılar ve bilgi vericiler de peygamberlerdir."
- İmam Gazali
Sayfa 30 - Nesil Yayınevi
...onu kendine doğru çekti, ona sokuldu ve kulağına fısıldar gibi:
"Sizden başka hiç kimseye inanamıyorum... ve... sizi seviyorum!" dedi.
Sayfa 108
"Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... Ne aradığımızı bilmeden aramak..."
Sayfa 109
Okur Takip Önerileri
"...Bana öyle geliyor ki, sizin gülmenizle kızmanız, iltifat etmenizle azarlamanız arasında hiçbir fark yoktur... Size ait hiçbir şey çirkin olamaz sanıyorum."
Sayfa 87
"...Zaten anlatmak istediğim bir şey var, bin bir şekle sokup söylemek arzusuyla yandığım bir tek şey: O da sizi sevdiğim. Bunun dünyanın teşekkülünden beri kaç milyar defa tekrar edildiğini unutmuyorum, fakat siz söyleyin, canlılığından bir şey kaybetmiş mi? Kâinatta hiçbir mevcudu olamayacağı kadar taze ve olgun değil mi?.. Bu öyle bir kelime ki, doğuyor ve doğuşuyla beraber kemali de içinde getiriyor. Sizi seviyorum... Başka ne söyleyeyim?.."
Sayfa 81
"Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?"
Sayfa 76
"İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun?..."
Sayfa 51
"...Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun!..."
Sayfa 45
Âşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.
Sayfa 40
Kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir cankurtaran simidi gibi sarılırsın.
Sayfa 16
"Bana öyle geliyor ki, hakikaten yapabileceğimiz bir tek iş vardır, o da ölmek."
Sayfa 14
"Maria" diye fısıldadım. "Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mesut edebiliyor?.. İnsanın içinde ne müthiş kuvvetlerin saklı olması lazım!"
Sayfa 112
Fakat karşısındakinin her kanaatini doğru bulup benimsemek için vesile aramak da bir nevi ruh yakınlığı alameti değil miydi?
Sayfa 105
Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi?
Sayfa 86
"Sanırım çıkmış olduğu bu yolculuk onu ölümüne götürüyor," dedi kız, "o da bundan korkuyor ama yoluna devam ediyor."
"Işık görmek ise çok daha hoştu; etrafını sarmış olan engin, sade gün ışığını görmek."
"...bu 'sonradan görme' sınıfına mensup insanlar çoğunlukla girdikleri çetin hayat mücadelesi sonucunda, geride bırakmış oldukları talihsiz insanlara karşı besledikleri her türlü hassasiyet ve merhamet duygularını unutur."
Sayfa 40
"...ve geleceğin yeni dünyasını savaşın gözyaşları kuracaktır."
Sayfa 23