Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir yalnızlaşma, yalıtılmışlık düzeni: Her koyun kendi bacağından asılır. Komşun senin ne kardeşindir ne de sevgilin. Komşun bir rakip, bir düşmandır, ortadan kaldırılacak bir engel ya da kullanılacak bir araç. Bu düzen, ne bedeni besleyebilir ne de ruhu. Birçok insan ekmek bulamadığı için açlık çekmeye mahkumdur; kucaklaşma yoksunluğu yüzünden gönül açlığı çekenlerin sayısı ise daha kabarık.
Aşk, Tanrı kelamını duymaz, büyücülerin muskalarına aldırmaz. Hiçbir hükümet yasası aşka söz geçiremez ve pazaryerlerinde kocakarıların sattığı kesin etkili, güvenceli bileşimlere karşın hiçbir şurup aşkı söndüremez.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Çocukluğumda gördüğüm din dersleri bana kolaylık olsun diye iyilik yapmayı, sonuçlarından korktuğum için, kötülük yapmaktan da kaçınmayı öğretti. Tanrı karşıma cezalar ve ödüllerle çıkıyordu: Beni Cehennem'le tehdit ediyor, bana Cennet'i vaat ediyordu. Ben de korkuyor ve inanıyordum. Aradan zaman geçti. Artık ne korkuyor ne de inanıyorum. Zaten bana öyle geliyor ki şişe geçirilip ateş üstünde sonsuza dek çevrile çevrile kebap olmayı hak ediyorsam, öyle olsun. Böylelikle sanırım, iğrenç orta tabaka turistlerle dolup taşan arafa gitmekten kurtulmuş olurum ve sonunda hak yerini bulur. Din bilgisi/1
Benim, "kaçış" dememi onlar, "düşüş"anladılar. Günahın, özgün olursa cezalandırılması gerektiğini sanmışlardı. Ben, "sevemeyenler günahkardır," demiştim; onlar bunu, "sevenler günahkardır," gibi anladılar. Benim, mutluluk çayırları, dememi onlar, keder vadileri, olarak anladılar. Ben acı çekmenin insanlık serüvenine çeşni katan tuz olduğunu söylemiştim, onlar benim onları ölümlü ve biraz da kaçık olmanın debdebesi yazgıladığımı sandılar. Her şeyi ters anladılar. Ve buna inandılar. Din bilgisi/3
Bir kadının kıyısında uyuyorum. Bir uçurum kıyısında uyuyorum. Gece/3
Sayfa 103Kitabı okudu
Onun kucaklayan kollarından sıyrılıp dışarıya, sokağa çıkıyorum. Giderek ışıyan gökte ayın incecik kıymığı. Ay iki gecelik. Ben ise tek.
Sayfa 105 - Gece/4Kitabı okudu
Reklam
Düzen: Bir eliyle verdiğini öbür eliyle alır. Kurbanları: Ödeme yaptıkça borçlu çıkarlar. Aldıkça yoksullaşırlar. Ne kadar çok satarlarsa o kadar az kazanırlar. Mapamundi/1
Sayfa 116Kitabı okudu
Korku ağzı kurutur, elleri terletir ve kişiyi sakatlar.
Sayfa 120 - Unutuş/2Kitabı okudu
Düzen bizim belleklerimizi boşaltır ya da süprüntüyle doldurur ve bu yoldan bize, tarihi yaratmak yerine yinelemeyi öğretir. Ünlü bir bilici, trajedinin kendini fars olarak yinelediğini söyler. Oysa bizim durumumuz daha da kötü: Trajedi kendini trajedi olarak yineliyor. Boşanmalar
Sayfa 131Kitabı okudu
Cesaret korkudan doğar, kesinlik kuşkudan. Rüyalar bir başka gerçekliğin olasılığını bildirir, sayıklamalardan bir başka mantık türü çıkar. Uzun sözün kısası bizler, benliğimizi değiştirmek için harcadığımız çabaların toplamından ibaretiz. Kimlik denen şey müze vitrininde öylece duran seyirlik bir nesne değil, günlük yaşamın sürekli değişip şaşırtan çelişkilerinden oluşan bireşimdir. Çelişkilere övgü/2
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Görevliler, görevini yapmaz. Politikacılar, konuşur ama hiçbir şey söylemezler. Seçmenler, oy kullanır, ama seçmezler. Bilgilendirme medyası bilgilendirmez. Okullar cahillik öğretir. Yargıçlar, kurbanları cezalandırır. Ordular, kendi vatandaşlarıyla savaşır. Polisler suç işlemekten, suçla savaşmaya zaman bulamaz. Kârlar özelleştirilirken iflaslar kamulaştırılır. Para, insanlardan özgürdür. İnsanlar nesnelerin hizmetindedir. Düzen/1
Sayfa 139Kitabı okudu
Dünle bugünün bir araya geldiği, birbirlerini tanıyıp kucaklaştıkları tek bir yer var, o da yarın. Geleceğin gelenekleri.
Sayfa 144Kitabı okudu
Televizyon olayları mı gösteriyor? Bizim ülkelerimizde televizyon, olmasını istediği şeyleri gösterir ve televizyonda görünmeyen hiçbir şey gerçekleşmez. Televizyon, bizleri yalnızlıktan ve geceden kurtaran bu en son ışık, gerçeğin ta kendisidir, çünkü yaşam bir gösteridir ve kurulu düzen, uslu duranlara, önlerde rahat bir koltuk umudu verir. Televizyon/2
Sayfa 161Kitabı okudu
Jose Luis'in babasından öğrendiği sayısız şeylerin başlıcası şuymuş: "Önemli olan gülmektir," diye belletirmiş yaşlı baba, oğluna. "Hem de hep birlikte gülmek." Kahkahaya övgü
Sayfa 230Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.