-üç saattir ona ne diyeceğim diye düşünüyorum ama kapıdan girince dilim tutuluveriyor işte beceremiyorum
+benim için çok kolay çünkü ona aşık değilim. .
Benjamin Chaparro emekli olur. En önemli mahkemelerde yıllarca görev yapmıştır. Bir kitap yazmak ister.O dönemler de yaşadığı bir cinayet olayını kaleme almaya karar verir.Olayı yazdıkça yeni gelişmelerle karşılaşır.
Kitabı üçüncü kez (filmini daha da fazla izlemişimdir) okudum. Büyük oranda bana benzeyen bir hayat süren anlatıcı Benjamin'den dolayı mı, muhteşem bir filmin kaynağı oluşundan mı yoksa ilelebet sürecek o gözlerindeki sır kovalamacasından mı bilemiyorum, hayatımın romanlarından biri bu. Nesnel detaylarına girmeyeceğim, öznel kalması yeterli.
Hayatında hiçbir zaman güzel ya da özel diyebileceği bir şey olmamıştı, her şey sıradandı. Ta ki Liliana ile tanışana kadar. Liliana hem güzel hem özeldi. Kesinlikle öyleydi. O günü de son kahvaltıları olduğu için değil bu yüzden hafızasına kazımıştı. Tıpkı evliliklerindeki her bir günü kazdığı gibi.
Filmini bayıla bayıla izlemiş ve kitabını da bir o kadar heyecanlı bir şekilde almıştım. Ama ününü almış ödüllü filmlerin kitaplarının nereye çıktığı az çok bellidir. Farklı olmasını ummuyordum ama yine de biraz farklı olmasını isterdim. Okunmaya değer harika bir kitap gibi gelmedi bana ama filmi kesinlikle izlenmeye değerdi. Filmini izleyin.
Dediyi sözlər, onları deyiliş tərzi onun fələyin hər ağrı-acısını çəkməyə öyrəşmiş insan olduğundan xəbər verirdi. Sanki bütün ömrü boyu həyatın sərt qamçılarına sinə gərmək üçün doğulmuşdu.