Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan uygarlıklarının çeşitliliğini överiz ancak en şaşırtıcı olan şey aslında benzerlikleridir.
Bir maymunun konuşmamasının tek sebebi, söyleyecek bir şeyinin olmamasıdır. George Washington Carver
Reklam
Başlangıçta, tanrıların sorumlulukları yaşamın kutsal yönleri ve ölüm meselelerine odaklanmaktaydı. Bununla birlikte, siyasi liderler kısa sürede tanrıların işe yaradığının farkına vardılar ve onlara adaletin uygulanması ve savaş açma gibi giderek daha fazla seküler görevler verdiler.
Darwin'e göre düşüncelerin, arzuların ve "tanrı sevgisinin" tümü beyin organizasyonumuzun ürünleriydi.
Darwin, sözüm ona gücü her şeye yeten ve her şeyi bilen bir Tanrı'nın "milyonlarca tür hayvanın neredeyse sonsuza kadar acı çekmesine" nasıl izin verebildiğini de sorguladı. Bir arkadaşına şunları yazmıştı: "Etrafımızda tasarıma ve iyiliğe, ihsana dair bir kanıtı başkalarının gördüğü gibi açık bir şekilde göremiyorum ben. Bence dünyada çok fazla sefalet ve acı var."
Homo habilis insan ırkının başlangıcı için bir çıkış çizgisi olarak düşünülebilir. Mütevazi bir şekilde artan beyin büyüklüğü onu daha akıllı hale getirdi, böylece alet yapabiliyor, aletleri başka alet yapmak için kullanılabiliyor ve aletlerini ileride kullanmak üzere saklayabiliyordu.
Sayfa 57 - Paloma Yayınevi
Reklam
Görünüşe göre Homo erectus ateşi kontrol altına alan ve kullanan ilk hominindir. Bunun tam olarak nerede ve ne zaman gerçekleştiği tartışmalıdır. Ateşin kontrollü kullanımına dair 790.000 yıl öncesine ait kanıtlar vardır ve bu işlemin yaklaşık 400.000 yıl önce iyice yaygınlaştığı anlaşılmaktadır. Ateş, ısınma, aydınlanma, yırtıcılardan korunma ve hayvanları uçurumlara sürerek avlanma amacıyla kullanılabilir. Ateşin en önemli kullanımlarından biri de yiyeceklerde bulunabilen bakteri ve parazitleri öldüren ve çoğu yiyeceğin sindirimini kolaylaştıran pişirme işlemidir. Şempanzelerin pişmiş eti tercih etmelerinden de anlaşılacağı üzere, et pişirildiğinde daha lezzetli olur. Ateş ayrıca eti tütsülemek için de kullanılabilir, böylece etin saklanmasına olanak tanır. Bir deneyde, pişmiş etle beslenen farelerdeki ağırlık artışının, çiğ et yiyenlere göre yüzde 29 daha fazla olduğu saptanmıştır; bu da pişirmenin Homo erectus için önemli besleyici yararlar sağladığını akla getirmektedir. Pişmiş yiyeceklerin beslenmede sağladığı avantaj, Homo erectus'un beyninin atalarının beyninden daha büyük olmasının bir nedeni olabilir. İlk homininler, yemeği paylaşmak için kamp ateşi etrafında toplandıklarında, yemeğin pişirilmesi sosyal etkileşimin gelişmesine de yardım etmekteydi.
Sayfa 59
Özetle, yaklaşık 1.8 milyon yıl önce yeni bir hominin, Homo erectus ortaya çıktı. Bu tür, çok daha büyük bir beyne sahipti ve kendinden öncekilere göre daha karmaşık davranışlar sergilemekteydi. Daha zeki olmasının yanında, Homo erectus muhtemelen özfarkındalığa da sahipti. Narcissus gibi Homo erectus da durgun suya baktığında yansımasına hayran kalabilirdi. Sahip olduğu zeka ve özfarkındalık sayesinde, Homo erectus tümüyle modern bir Homo sapiens olmak için gerekli bilişsel adımlardan ikisini birden atmıştı ve evrendeki yeri ve tanrılarla olan ilişkisi üzerine düşünebiliyordu. Bununla birlikte, Homo erectus diğer homininlerin ne düşündüğünün tam olarak farkında değildi ya da içsel olarak kendi düşünceleri üzerine düşünemiyordu. Ayrıca, geçmişi ve şimdiki zamanı tam olarak planlanmış bir gelecekle birleştiremiyordu. Zeka ve özfarkındalıkla donatılmış olarak, bir sonraki bilişsel adımını atmaya hazırdı; geriye dönük bakıldığında bu adımın atılması neredeyse kaçınılmaz görünüyor.
Sayfa 71
Neredeyse 200.000 yıl boyunca büyük hayvanları avlamakla birlikte zıpkın, ok, yay veya başka bir silah keşfetmemişlerdi. Sadece beyin boyutlarına bakılacak olsa Neandertallerin bilgisayar yapmaları ve aya gitmeleri gerekirdi.
Sayfa 75
Tanım gereği, özfarkındalık gelişene dek başkalarına yönelik farkındalık gelişmez, çünkü referans noktamız olan kendi düşünce ve duygularınızın farkına varmaksızın başkalarınınkini anlayamazsınız.
Sayfa 78
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.