Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Paralel evrim
6500 ila 5000 yıl önce, göksel tanrılar güneybatı Asya, Çin ve muhtemelen Peru'da birbirinden bağımsız ortaya çıktı.
Sayfa 37 - Paloma Yayınevi
Doğal Seçilim
Metaforik olarak, doğal seçilimin, tüm dünyada, en küçük değişimleri sürekli olarak incelemeye aldığını söylemek mümkündür; kötü olanlar elenir, iyi olanlar tümüyle korunarak biriktirilir. Doğal seçilim sessizce ve hissettirmeden iş görür, fırsatlar elverdiğince, organik ve inorganik yaşam koşulları ile ilişkili olarak, organik varlıkların her birinin gelişip ilerlemesi için çalışır. Sürecin bu yavaş değişimlerinin hiçbirini gözle göremeyiz, ta ki takvimler asırların geçip gittiğini bize işaret edene kadar.
Sayfa 33 - Paloma Yayınevi
Reklam
Darwin'e göre düşüncelerin, arzuların ve tanrı sevgisinin tümü beyin organizasyonumuzun ürünleriydi.
İnsanın modern bir dili konuşma becerisi ile kendimiz hakkında düşündüğümüzü düşünme becerimizin evrimi birbirine paralel görünmektedir.
Tanrıların nereden geldiği sorusu göz önüne alındığında, bu kitap onların insan beyninden geldiğini iddia edecek.
Şu an yaşayan tanrılar ibadet yerlerinde bulunurken, ölü olanların pek çoğu sanat eseri olarak sergilen­dikleri müzelerde arz-ı endam etmektedirler.
Reklam
İnsandaki yüksek bilişsel işlevlerin neredeyse tümü gibi, tanrılarla ilgili düşünceler de birden fazla beyin alanından oluşan bir ağın ürünüdür.
316 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Tanrı fikri nereden geldi?
Tanrı fikri insanı her zaman cezbetmiştir. Tanrıların oluşturduğu inanç sistemleri, dinler, teolojik ürünlerin insan icadı olduğu düşüncesini tartışırız hep. Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkan binlerce yıllık antik metinlerden okuduğumuz tanrılar, neredeyse bütün dünya tarafından inanılan dinlerle oldukça benzerlik gösteriyor. Tek tanrılı inançların reddettiği antik tanrıların özellikleri, kıssalar, hikayeler neredeyse birbirinin aynısı. Din de kendi içinde evrim geçiriyor olabilir fikrini bizler daha yeni yeni benimsiyorken bu kitabın yazarı, dinlerin kökeninin insan beyninin evriminin bir ürünü olabileceğini çok net olarak açıklıyor. İlk homininlerin beyinleri gitgide büyüyüp daha soyut düşünebilme becerisine erişirken karmaşıklaşan hayatı anlamlandırabilmek için tanrıları yaratma ihtiyacı duydular. Zihin kuramı geliştikçe daha karmaşık inanç sistemleri yarattık. Tanrılar, gitgide karmaşıklaşan toplumsal düzeni etkileyebilmenin tek yolu olmasa da çok hızlı ve net sonuç veren bir yoluydu. Kitapta din eleştirisi yapılmıyor, tanrı reddedilmiyor, herhangi bir inancın ya da inançsızlığın propagandası yapılmıyor. Sadece beynin evriminin tanrı inancındaki etkisini nörobilimsel olarak ortaya konuyor. Bu bakımdan inançlı inançsız herkesin tereddütsüz okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitaptı. Okuması anlaması kolay, düşündürücü, akıcı bir kurgu-olmayan bir kitap…
Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı
Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya ÇıkışıEdwin Fuller Torrey · Paloma Yayınevi · 2018285 okunma
Hayat yolculuğunda tanrıların sembolik ve anıtsal desteğini yanına almak yapayalnız insan için huzur ve güven verici olmuştur.
Sayfa 225Kitabı okudu
Gelecekte kullanılmak üzere aletlerin bu şekilde planlanması ve saklanması, bazen şempanzelerde de görülür. Örneğin, İsveç hayvanat bahçesindeki yetişkin bir erkek şempanze, hayvanat bahçesi açılmadan önce düzenli olarak taş toplayıp bunları saklıyor ve sonra da kafesini çevreleyen hendeğin üzerinden ziyaretçi­lere fırlatıyordu.
Reklam
Böcekleri deliklerden çıkarmak için yaprakları dikkatlice sıyrılmış çubuklar kulla­nan kargalar ile devekuşu yumurtalarını kırmak için üstlerine yukarıdan taş bırakan Mısır akbabaları gibi birçok kuşun alet kullandığı gözlemlen­miştir. Deniz samurları, salyangoz ve yengeçlerin kabuğunu kırmak için taş kullanır. Maymunların yılanları öldürmek için sopa, istiridye kabuk­larını kırmak için ise kaya parçalarını kullandıkları gözlenmiştir. Ayrıca şempanzelerin, ince ağaç dallarının yapraklarını soyduktan sonra termit yuvalarına sokarak termit yakaladıkları ve sert kabuklu yemişleri kırıp yemek için taş kullandıkları iyi bilinmektedir.
yaklaşık 100.000 yıl önce erken Homo sapiens'in kullandığı ve kişisel süslenme eşyası olarak tasarladığı deniz kabuklarının bulunması, başkalarının onlarla ilgili düşüncelerini düşünme becerisini edindikle­rini ortaya koymaktadır. Yaklaşık 27.000 yıl önce modern Homo sapiens tarafından ölülerle beraber gömülmüş olan yiyecek, alet, silah, mücevher ve diğer eşyaların bulunması, ölüm sonrası olası bir yaşam hakkında dü­şünme becerisini kazanmış olduklarını akla getirir.
Beyninizdeki hücreleri ba­ğışlayacak olsanız dünyadaki her insana kendinizden 16 nöron ve 160 glia hücresi verebilirdiniz.
“Etrafımızda tasarıma ve iyiliğe, ihsana dair bir kanıtı başkalarının gördüğü gibi açık bir şekilde göremiyorum ben. Bence dünyada çok fazla sefalet ve acı var.”
“İnançsızlık bana çok yavaş bir şekilde, süzülerek geldi ama sonunda tam olarak yerleşti. Bu öylesine yavaş bir hızda gerçekleşti ki hiçbir gerginlik hissetmedim, o zamandan beri de vardığım sonucun doğruluğundan bir an bile olsun şüpheye düşmedim.”
1.135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.