Orta Doğu'da kızlar kadın doğar.
Ecellerinden önce ölürler.
İlk yemeği anasından gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek. O kadar çok kadın gömer ki, toprak bile artik dişidir. Bu yüzden toprak ana diye bilinir. Diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır . Bu yüzden verimsiz ve çoraktır; buna da kadının intikamı denir.
Bayıldığı 19.yüzyıl romanlarını,İngiliz romantik şairlerini, mühendislik tarihiyle ilgili kitapları müze kataloglarını, canının istediği her şeyi ölümün çok uzak olduğunu bilen çocuklar gibi huzurla okurdu .
Köleliğin adı konmamış biçimleri devredeydi. Kula kulluk almış yürümüştü. Bir sinir
harbi evrenindeydik. Kainat, bütün tuzakların toplamı olan bir tuzağa dönüşmüştü. Sahtelik, aldatma ve avuntuyla karılmış harç, hayatın temelini teşkil ediyordu. Göstermelik neşe, süreğen blöf ve sentetik nezaket prosedürü, bu temel üzerinde yükseliyordu. Neşe
deliliğin, blöf ihanetin, nezaketse cinayetin bariz ve doğal ipucuydu.Korku, kozmosun çatısıydı. Bu çatı altında renk, ses ve biçimleri suiistimal etmekten başka yöntem bilmiyorduk. Ebedi biçareliğimizi, taşıyamadığımız mesuliyetler dengeliyordu. Şov devam etmeliydi...
şov... kaybedişin kaçınılmazlığı ve kayboluşun kesinliği adına...