Duydum Bahçelerde kır çiçekleri bilsen ne güzel kokuyor Gözümden sakındığım çiçeğim kokunu duydum Bugün örümcekler kapına ihtişamlı ağlar örüyor Çağlayan sular öten bülbül sana küsmüş duydum Gençlik servetim gizli kapılardan sana doğru gidiyor Baht denizinde dalgalar sessiz sular durgun duydum Bu dünya sevene acımayıp bir felek tokadı atıyor Gözyaşların hicran filizime hayat veriyor duydum Saçıma düşen aklar senden bana bir hatıra oluyor Çile dağında bayram panayırları kurulurmuş duydum Musalla taşındayım imam efendi helallik istiyor Mezar taşım bugünlerde yeni evin olmuş duydum Ölüler aşk acısı çekmez bunu herkes biliyor Kalbin acıdan yanmış güzelliğin solmuş duydum... Muhammed Işık /29 Kasım 2009
Ali Şeriati: Kürt medeniyetinden, Yunan ve çağdaş Amerikan medeniyetine... Araştırmacı Remzî Pêşeng'in Ali Şeriati konulu makalesi... Ali Şeriati’nin “İslam Bilim” ve Medeniyetler Tarihi adlı derslerinin “ Orijinal” çevirisi - 1 …Buna göre, Beynen Nehreyn’den Kürt adasından Yunanistan’a yansıyan Zeus isimli Tanrı, kültür ve medeniyetin
Reklam
Endülüs Abdüsselam : ( 1926 - 19 ) Pakistanlı Fizik Bilgini İlk nobel ödülü alan müslüman bilim adamı. Ahmed Bin Musa : ( 10 yüzyıl ) Sistem mühendisliğinin Öncüsü. Astronom ve Mekanikçi. in Hocasıdır Ali Bin İsa : ( 11 yüzyıl ) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren müslüman bilim adamı. Ali Bin Rıdvan : ( ? - 1067 ) Batıya tedavi
Belçikalı aşçı Lucien Olivier, teee 1860’larda Moskova’daki Hermitage restoranın sahibiydi. Bir salata türevi icat etti. Ahaliye parmaklarını yedirdi. Kapısında kuyruk oluyordu. Öyle lezzetliydi ki, şöhreti sınırları aştı, “Olivier salatası” adıyla dünyaya yayıldı. Bize 60 sene sonra ulaştı. Bolşevik devriminden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da
Mahzuni Şerif
1940'lı yılların başlarında, ileride 'Pir Sultanların' ölümsüzlüğünün en büyük kanıtlarından biri olacak Mahzuni Şerif, Afşin'in Berçenek Köyünde doğar. 1956 yılında Berçeneğe gelen ilk okuldan mezun olur. Berçeneğin okulsuz yıllarında, Elbistan' ın Alembey Köyü'nde,Lütfü Efendi Medresesi'nde Kur 'an eğitimi almış, Eski Türkçe okumuş ve
Çok Anlamlı Bir Hikaye: Yaşlı adamın eşi evde tereyağ yapıyordu.Kocası ise her gün yakınlarındaki bakkala götürüp satıyor,onunla geçiniyorlardı. Bakkal, adamın getirdiği tereyağını hiç tartmıyordu. Ancak birgün acaba dedi, adam gittikten sonra tereyağını tartıya koydu... 900 gram olduğunu görünce çok öfkelendi ve yarın geldiğinde bunun hesabını sorar bir daha da ondan alışveriş yapmam dedi. Ertesi sabah yaşlı adam elinde tereyağıyla içeri girdi, bakkal sert bakışlarıyla: 'Bir daha senden tereyağı almayacağım.' dedi. Yaşlı adam üzülerek: 'Efendim, bir yanlışım mı oldu?' dedi. Bakkal: 'Efendi, senin bana getirdiğin tereyağını tarttım, 900 gram geldi ayıp değil mi bu yaptığın?' dedi. Yaşlı adam utanarak başını öne eğdi ve: 'Efendim bizim terazimizin ağırlıkları yok, sizden bir kilo şeker almıştık onu ağırlık olarak kullanıyoruz.' dedi. Bakkal utancından ne yapacağını şaşırdı. Böyledir işte Dünya... Kime ne ağırlıkta kıymet verirsen o ağırlıkta kıymet bulursun...
Reklam
845 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.