Bir insandan her şeyini alamazsınız.
Onlara bir şeyler bırakmalısınız.
Bir ekmek kırıntısı... Bir Japon balığı belki... Korumak isteyebilecekleri bir şey.
Uğruna yaşayacakları bir şey.
Çünkü eğer bunu yapmazsanız,
Tanrı aşkına, pazarlık etmek için neyiniz kalır?...
“Maaşım artarsa mutlu olurum, bu sınavı geçersem her şey düzelecek, iyi bir eş bulursam işte o zaman tamam derim, şu isteğim gerçekleşsin, bu dileğim oluşsun... Bak sana söylüyorum, eğer şu anda mutlu olmayı başaramıyorsan, bunları elde ettiğinde de mutlu olmayacaksın.”
…
Gamze Kocaoğlu
Hiçbir şeyin ortasındaki şey
Yürüyorum bir yerlere doğru... Upuzun tükenmeyen dağlardan aşağıya yuvarlanan minik bir taş parçası gibi oraya buraya istemsizce boyun eğiyorum. Niteliksiz duygularımın içindeki sarsıcı hayallerime tutunarak her güne bir lanet okuyorum. O hayaller bu yozlaşmış çevreye nasıl tutunsun! Gözyaşlarım içime aktıkça fikirlerim zincire vuruluyor. Tüketiyorum kendimi ve diğer her şeyi. Planlar ve arzular zamanın bir ucuna takılıp yitip giderken kaybolanların farkına bile varamayacak kadar yitiriyorum kendimi her defasında. İlkel dürtülerimi modern kalıplara tıka basa doldurdukça kusuyorum içimdeki bilincini yitirmiş düşlerimi. Her gün kendimi İsa gibi çarmıha gerilmiş gibi hissetmeden var olamıyorum. Retoriklerimi ilke haline getirdikçe kuş bakışı izliyorum kendimi. Neydi bu yaşadıklarımın tümü? Ölüm yatağına olan merak duygusu ölüme gidenlerdeki pişmanlıkla eş değilse eğer yaşayanlardaki bu kırılmış düşlerden geriye tanrı kalmaz mıydı?
"İstediğimi düşündüğüm şeyin peşinden koştuğumda, günlerim stres ve kaygı fırını; eğer kendi sabır yerimde oturursam, ihtiyacım olan şey bana doğru akıyor ve acısız. Bundan anlıyorum ki benim istediğim şey de beni istiyor, beni arıyor ve beni çekiyor. Bunu anlayabilecek herkes için burada büyük bir sır var. "
—Mevlana
işte O Zaman..
Bir zaman su gibi, ekmek gibi aradığımı bulursam eğer
Bir zaman tam istediğim gibi bir insan
olursam eğer
Bir zaman hayallerim gerçek
olursa eğer
İşte o zaman hayat yaşamaya değer
Murat Şahan
Fransız yazar Maurice Perno'nun Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile yaptığı mülakatta laiklik:
Siyasetimizi dine aykırı olmak şöyle dursun, (kendimizi) bu konuda eksik bile hissediyoruz. Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinimiz akla karşı ilerlemeye mani hiçbir şey içermiyor. Halbuki Türkiye'de daha karışık suni, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşmazlarsa kendilerini mahvetmiş ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız.