Ristem ji me ye û Şah Nadir
Siltan Selahadînê denggîr
Xanî û Melayê Batê, Teyran
Gî kurd in hemû, ji xwîna kurdan
Nabî ji me ye û Şêx Ehmed
Hîmê me ye Zend û dewleta Med
Meclisin emiri gülmese , mutripler ne yapsın
Gülümseyen bir gonca yoksa ,
Şeyda bülbülleri ne yapsın
Güzellerin heykeline nazar sahipleri gerek
Bakan hayranı yoksa dilber ziba ne yapsın
Karşılıklısız çıkmaz meydana yiğit savaşçı
Güçlü bir el sarılmayımca, kınındaki kılıç ne yapsın
Öğrencinin bilimde ,erdemde gözü yoksa
Bilgenin dağarcığındaki bilgiler ne yapsın
Xani ' nin şiirleri birer incidir , uyarıdır
Ama ülkede okuyucu yoksa şairler ne yapsın
Zira kavuşmanın bir korkusu vardır
Âşıklara rakipler edinmek farzdır
Kâh seven olsun, kâh sevilen ki onlar
Elbette ki düşman sahibi olurlar
Kimisi Şeytan olur kimiyse peri
Kimi de Âdemoğlunun nifak ehli
Senin mumun da senin gibi bekliyor
Işığın ki canı ve ruhu yakıyor
Yetti artık bir mum misali yandığın
Yetti benim gibi gözyaşı döktüğün
Âşık isen eğer kalk pervâne gibi
Bağış diye sunuver can ü tenini
Hem bu matem ve bu şenlik de ikizdir
Şu çark-ı felek ise acımasızdır
Işık gösterir bazen, bazen karanlık
Matem gösterir bazen, bazense şenlik
Baktın ki zaman tam eğlence zamanı
Elinden kaçırma zaman fırsatını
Dedi ki Mîr: "Çalın davul ve rübabı
Getirin bütün şerbeti ve şarabı
Ki mesut eden bir meclis kuralım biz
Gün bugündür, ki yarını bilemeyiz
Hep şu an gibi memnun mu olacağız?
Ya ölecek ya da hasta olacağız
Geceler iki canlıdır; ey dostlarım
Art arda ne doğuracaklar, bakalım
Zîn aynen şöyle dedi o Heyzebûn'a:
"Kalbim dönüvermiş bir kan girdabına
Girdap dönüp taşmak istediği zaman
Tam çağlayıp coşmak istediği zaman
Şu yüzük bir teskindir mahzun kalbime
Sürdükçe hep kan ağlayan gözlerime
Aman, eğer yüzüğü götüreceksen
Şu gönlü yaralıya hemen getir sen
Zira sabrım, huzurum ona düğümlü
Odur benim için Süleyman yüzüğü"
Böyle tesir edermiş aşk ile sevda
Sürer daima, hem enine boyuna
Yok bir noktam elemden azade olsun
Kalkmış hâlâ neden inlersin diyorsun
Gönül sevda feryadının semti olmuş
Bu hâlde gelip tenha mahalli olmuş
Tuhaf değil büsbütün değişmiş olmam
Küçücük bir madde gibi kalmış olmam
Yemeden içmeden kesilmiş ikisi
Amaçsız, muratsız, çaresiz ikisi
Âşık gözlerin rengi gibi sarhoşça
Sarhoş ve hasta gibi mahmur ve kara
Sevgili ağzı gibi dardı kalpleri
Gönül telinden inceldiler çeng gibi
Ne zaman ki o hafta geçip de gitti
O aşktan ter dökenler alışkın gibi
Bir gün ikisi birlikte yekindiler
Birbirlerine bakıp bakıp düşündüler
Aşk onları öyle değiştirmişti ki
Başta tanımadılar yekdiğerini