Aileyi toplumun merceği olarak kullanmak, sosyal olayları gözlemleme yeteneğiyle aklıma kazınan Güntekin'in bu kitaptaki başarısıdır bana kalırsa. Modernleşme ve batılılaşma meltemlerinin dünyayı kasıp kavurduğu bir dönemde temkinli bir uyarı ve sessiz bir çığlık görevi görür. Aile içindeki çatışmalar, bozulmalar, çöküşler bütün toplumun durumuna ayna tutan en küçük birimdir ve her biri birer tip olan karakterlerin karikatürize biçimde peşinden gittikleri rotaları bu durumu en çarpıcı ve dramatik şekilde anlatmak için incelikle kurulmuştur. Neticesinde en ahlaklı şahsiyet bile şartlar bunu gerektirdiğinde etik değer yargılarını kaybedebilir, ayaklar altına alınmasına göz yumabilir. Kan dondurucu, değil mi?