Benim yazarla tanışma kitabım oldu. Bazı yerlerde gözlerim dola dola okudum kitabı. O yüzden eseri okurken yanınızda peçete bulundurun derim. Eser, yazarın da köyü olan Kırım’ın Gurzuf köyünde geçmektedir. Roman boyu maalesef köyün başına gelmeyen kalmadı ve bunun en büyük sebebi cahillik + baş belası İvan’dı. Kitap boyu beni çileden çıkartan bir karakterdi.
Her şey atadan kalma bir evi bir de toprağı olan Bekir’in iki mazluma (sözde öyleler) evini açmasıyla başlar. Bunlar bahsettiğim İvan ile kendilerinin deyimiyle Kala Mala’dır. Bu baba oğul Bekir’in vicdanından faydalanıp köyün başına getirmedik şey bırakmadılar. Kitapta iki zalimin üzerinden Rusların Kırım Türklerine yaptığı zulümler anlatılmış. Yazar, bunu o kadar akıcı bir şekilde anlatmış ki olayların devamını görmek için elinizden kitabı bırakamayacaksınız. Köyün ilk hali ile son hali arasındaki fark hepinizi üzecek.
Kitabın her bölümünde aynı olayın devamı fakat farklı hikayeler vardı. Eseri okurken olaydan tam koptuk, başka bir hikayeye geçiş yaptık derken yazar iki ayrı hikayeyi öyle güzel bağlıyor ki birbirine şaşırıp kalıyorsunuz. Ayrıca her bölümde farklı bir karakter giriyor olayın içine ( Hınzıryedi, Ebrehe gibi) ve her giren karakterin hikayesini anlatarak bize yabancılık çektirmiyor yazar. Bu yeni karakterlerle başkahramanların hikayelerinin kesişmesi öyle güzel yedirilmiş ki olayın içine yazarın tarzına hayran kaldım. Bu yönüyle farklı bir anlatıma sahip olan eseri okumaya doyamıyorsunuz.
Diğer yorumları okuduğumda kitabı karmaşık bulan ve olayları çözemeyen birçok yorum gördüm. Bunu, yazarın postmodern bir anlayışa sahip olmasından ve eserde de bu anlayışı yansıtmasından dolayı olduğunu düşünüyorum.
Eseri okurken Osmanlı tarihinden izliyor görüyorsunuz. Tarihi bir roman olmayan fakat içinde tarih barındıran kitaplar en zevk aldığım kitaplardır. Bu yüzden okurken çok ayrı bir keyif aldım diyebilirim.
Eserin konusu, insanların ve olayların zihninde canlandırdığı düşler ile var olduğunu söyleyen Uzun İhsan Efendi’nin yazdığı Puslu Kıtalar Atlası adlı kitabı oğluna hediye etmesi ve birçok maceraya atılmasını sağlaması ile olaylar başlar. Kitap, Bünyamin’i farklı maceralara sürüklerken aslında yaşayacakları kitaba çoktan yazılmıştır. Eserin içinde savaş, entrika, gizem ne ararsanız var. Her bölümü ayrı bir merakla okudum.
Ayrıca her bölüme geçmeden önce yer alan çizimler çok hoşuma gitti. İhsan Oktay Anar’ın okuduğum ilk kitabıydı. Diğer eserlerini de okumak için can atıyorum.
32 yılda yazılan muhteşem serinin ilk kitabını sonunda okuyabildim. Aslında Yaşar Kemal kitabı tek kitap olarak düşünmüş fakat kitap çok tutunca yayıncı baskıları ve gelen talepler üzerine seri devam etmiş. Bence çok iyi olmuş çünkü kitabın sonunda bir yarım kalmışlık olacaktı. Bu yarım kalmışlık diğer seriler sayesinde tamamlanmış.
Peki romanın