Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Serap

Serap
@ekncserap
Türkçe Öğretmeni
4 Ocak
30 okur puanı
Eylül 2023 tarihinde katıldı
112 syf.
·
Puan vermedi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa
8.2/10 · 101,5bin okunma
Reklam
180 syf.
·
Puan vermedi
Buram buram Tanzimat Dönemi kokan bir eser. Bu dönemin en büyük problemi ise tabii ki yanlış batılılaşma. Alafranga ve alaturka yani Batı ve Doğu çatışmasını
Ahmet Mithat Efendi
Ahmet Mithat Efendi
, Felatun ve Rakım üzerinden vermiş. Felatun alafranga ve Batı özentisi kesimi temsil ederken, Rakım ise iki tarafın da sentezlenmiş ve bir araya gelmiş hali. Felatun, yanlış batılılaşmanın vücut bulmuş hali adeta. Tembellik, aşırılık, savurganlık, özenti bir yaşam anlayışı ve şık giyinip gezip tozmak başlıca özellikleri. Rakım ise çalışkan, kendi tırnaklarıyla bir yerlere gelmiş, kendini yetiştirmiş ve iki tarafın da iyi yönlerini özümsemiş birisi. Bu iki zıt karakter ise çoğunlukla Ziklas ailesinin evinde birbirlerine denk geliyorlar. Kitap sadece bu iki karakter üzerinden de ilerlemiyor. Bu iki karakterden yola çıkarak yan karakterleri de çok güzel işlemiş Ahmet Mithat. Özellikle Canan, Josephino, Can ve Margaret üzerinden cariyelik, kölelik kavramlarına ve kadınların da eğitilmesi ve eğitim görmesinin önemine dikkat çekmiş. Tanzimat Dönemi romanlarının başlıca özellikleri ise kitap sonunda iyiler ödüllendirilirken kötüler cezalandırılır. Bu kitap sonunda da biraz öyle olmuş diyebilirim. Yazar, gerçekten ünvanını tam anlamıyla karşılıyor “Hace-i Evvel”. Kitap boyu yazar, okuyucu karşısındaymış gibi konuşup sürekli okuyucuyu bilgilendirme peşinde. Ki Ahmet Mithat’ın da temel amacı budur. Hatta ara ara okuyucuyla sohbet havasına girip okuyucuyu dahi konuşturuyor. Bana bu anlatım içten ve sıcak geldiği için ben kitabı okumaya doyamadım.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
293 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Kitap o kadar gerçekçi bir şekilde yazılmış ki yazarın kendisi de şizofren olmasaydı eğer hastalığın belirtileri ve Deborah’ın geçirdiği ataklar olduğu gibi, abartısız bir şekilde yansıtılabilir miydi bilemiyorum. Çünkü yazar kendi hastalığından yola çıkarak bu kitabı yazmış. Yani otobiyografik bir roman. Fakat yazar çocuklarının bu durumu bilmesini istemediği için kitabını Hannah Green takma adıyla yazmış. Kitabın kahramanı Deborah ise ailesi tarafından sevilen fakat ailesinin de fark etmediği baskılarına maruz kalan, sosyal çevresinde ise özellikle dönemin koşullarından ve Hitler rejiminin Yahudiler üzerindeki baskısı yüzünden arkadaş edinmekte zorlanan hatta akran zorbalığına uğrayarak dışlanan bir kızdır. Deborah, hem beynindeki tümör hem de sosyal çevrenin ve dönem koşullarının getirdiği zorluklarla baş edemeyerek kendi kafasının içinde Yr adını verdiği bir dünya kurar ve bu dünyada konuştuğu bir dil bile yaratır. Bu dünya başta ona gerçek dünyada yaşadığı zorluklardan kaçışı için mükemmel bir ortam ve mutluluk kaynağı olurken sonrasında iki dünyanın çatışmaya başlamasıyla bu durum bir işkenceye dönüşmeye başlar. Bu işkenceler hem ruhsal hem de fiziksel zararlara dönünce Deborah’ın akıl hastanesine düşmesine sebep olur. Böylece Deborah’ı “kurtarma operasyonu” başlar. Peki Deborah Dr. Fried (gerçek bir karakter) tarafından gördüğü terapiler sonrasında hangi dünyayı seçecektir ? Kendi kurduğu dünyayı mı, gerçek dünyayı mı ?
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202113,9bin okunma
319 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Peyami Safa’nın yazdığı romanları içinde en beğendiği romanı Matmazel Noraliya’nın Koltuğu… Kitapta bir tıp öğrencisiyken bu bölümü bırakıp felsefe bölümüne geçen ve içinde birbirinden garip insanların yaşadığı bir pansiyonda kalan Ferit’in baştan sona doğru kişisel gelişimini görüyoruz. Ferit, pansiyonda kaldığı süre zarfında birçok paranormal olayla karşılaşmaktadır. Bu olaylar üzerine sevgilisi Selma ile de tartışan Ferit bir bunalıma girer. Kendi iç hesaplaşmasını halletmeye çalışırken aynı anda kız kardeşinin yanında yaşadığı teyzesi bir cinayete kurban gider. Bu cinayetin kendi yüzünden olduğunu düşünen Ferit yaşadığı travmayı atlatabilmek için Ada’da bir ev tutar. Bu evin ise kaldığı pansiyondan bambaşka bir gizemi vardır. Kitabın başkarakteri Ferit’in yanında eserde farklı hayatlar ve bambaşka kişiliklerle de tanışıyoruz. Yani kitap birbirinden farklı birçok hikaye barındırıyor. Kitabın sonunda ise Matmazel Noraliya’nın hayatına yani Nuriye’nin dramına şahit oluyoruz. Bu bölüm en beğendiğim bölümdü fakat biraz daha derinine inilebilirdi. Bu kısım çok tadımlık gibi geldi bana. Psikolojik roman okumak isteyenler için çok ideal bir kitap. Çünkü kitap, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı kabul edilmektedir.
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,6bin okunma
Reklam
Serap
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
7/70 kitap - %10 tamamlandı
7 kitap okudu
70 kitap
1.459 sayfa
3 inceleme
0 alıntı
4 günde 1 kitap okumalı.
540 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Toz fırtanalarıyla tarladaki mahsülün mahvolması, yaşanan ekonomik krizle bankaların topraklara el koyması ve bunun sonucu olarak çiftçilerin göçe mecbur olması… Kitapla birlikte bu göç hikayesine şahit oluyoruz. Joad ailesi bu üst üste gelen felaketler yüzünden memleketlerinden bir otomobili kamyona çevirerek sadece broşürlerde gördükleri güzelliklere aldanarak Kaliforniya’ya varmak üzere zorlu bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculukta Joad ailesiyle birlikte binlerce insanın aç, sefil, ezilmiş ve yorgun yol hikayesine de şahit oluyoruz. Yolculuk boyunca eksile eksile gider aile. Ana ise gerçekten tam bir Anadolu kadını gibidir. Ellerinden kayıp giden ailesini bir arada tutmak için çabalar durur. Yol boyunca elinde olmadan kayıp gidenler olsa da o hayalini kurdukları yemyeşil bahçelere ve şeftali, portakal bahçeleri arasındaki evlere ulaşmak için tüm aile varını yoğunu ortaya koyar. Ama ailenin çilesi istedikleri yere varınca da bitmez. Göçe mecbur bırakılan halk gittikleri yerin huzurunu kaçırdıkları gerekçesiyle “Okieler” damgasını yiyerek yerli halk tarafından dışlanırlar. O da yetmezmiş gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanırlar. Şehrin içinde dahi iş bulmak umuduyla ordan oraya sürüklenip dururlar. Peki bu zorlu yolculuk ne zaman bitecektir ? Bu sorunun cevabı yok. Siz kafanızda nerede noktalarsanız veya nasıl bitirmek isterseniz öyle bitiyor kitap. Çünkü kitabın tam anlamıyla alışıldık bir sonu yok. Aileye devamında ne olduğu verilmemiş. Bu durum heyecanla okuduğum kitabın sonunda üzdü beni çünkü büyük bir merak içerisinde kaldım.
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · İletişim Yayınevi · 202135,1bin okunma
“İnsan her zaman içindekilerini açığa vurmamalı, biraz da kendinde saklamalı.”
Sayfa 363Kitabı okudu
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.