...bir hücredeki arkadaşlar Avusturya İşçi Marşını söylemeye başlıyor. Sanki anlaşmışçasına hep bir ağızdan tüm hücrelerdeki tutsaklar haykırırcasına katılıyoruz...
"Hayat denilen kavgaya girdik
Çelik adımlarla yürüyoruz.
Biz bu karanlık yolun sonunda
Doğacak güneşi görüyoruz.
Dağları aşıyor,
Bak yakınlaşıyor
Kızıl yıldıza hep koşun!
Bu bir rüya değil
Bu bir hülya değil
Yıldızıdır kurtuluşun..."
-susturma yüreğini,
kalkar her boran her sis, her şey unutulur en umutsuz bir anda yağan yağmur, toprakta capcanlı bir umut olur
bir bahar dalının coşkusunu domur domur, sana da verir elbet bir gün-
"Selam sana hücrelerde benzi solan genç!
Selam sana ey yılları heba olan genç!
...
Ey rütbesi çalınanlar! Selam sizlere!
...
Selam size! Üstünüzde bütün bakışlar,
Bir gün olur tarih sizi elbet alkışlar!"